28 Ekim 2020 Çarşamba

 RİSÂLE'İ NUR KÜLLİYÂTINDA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR

(97.YAZI) 

 Kur'an'ı anlayan şu hurafeye iman etmez. 

 Said Nursi diyor ki: 

"Bir zaman meşhur bir allâmeyi (büyük bir âlimi) harbin muteaddit  (savaşın birçok) cephesi'nde görmüşler, ona demişler.

(Yani onun bu olağanüstü durumunun sebebini kendisine  sormuşlar)  

 O da demiş : Bana sevap kazandırmak ve derslerimde ehli imana (iman edenlere) istifade ettirmek için benim şeklimde bazı evliyalar benim yerimde işler görmüşler" 

(Veliler!!! benim süretime girerek düşmanla savaşıyor, siz benim zannediyorsunuz)

Aynen bunun gibi, Denizli'de camilerde beni gördükleri hatta resmen ihbar edilmiş ve müdür gardiyana aksetmiş.

Bazıları telaş ederek "kim ona hapishane kapısını açıyor?"

( Şualar- 485)

 Halbuki Said Nursi aklı başında ve  dürüst bir adam olsaydı, bu yalanı duyduğu anda onu tasdik etme yerine karşı gelir sünnetüllâha aykırı olduğu için bu iftirayı hemen reddetmesi gerekirdi.   

Said Nursi'nin psikolojik durumu : Aynen şöyle diyor.

"Birinci nokta : O hadisenin mahiyeti; hilaf-ı kanun (kanun dışı) sırf keyfi ve zındıka hesabına Cum'a gecesinde kalbimize telaş vermek ve cemaate futur (ayrışma- çatışma- şüphe-fitne)  getirmek ve benim misafirlerle görüştürmemek için, bir desise-i şeytaniye ve münafıkâne (munafikça)  bir taarruzdur.

Garaibdendir (acayip şeylerdendir)  ki, o geceden evvel olan Perşembe günü  tenezzüh (gezinti-seyir)  için bir tarafa gitmiştim. Avdetimde  güya iki yılan birbirine eklenmiş gibi uzunca siyah bir yılan sol tarafımdan geldi, benim ile arkadaşımın ortasından geçti. Arkadaşıma, "o yılandan dehşet alıp korktun mu diye sordum! 

 "Gördün mü?

 O dedi: Neyi?

 Dedim:

 Bu dehşetli yılanı! 

 Dedi: Yok, görmedim ve görmüyorum.

"Fesuphanallah! dedim.

Bu kadar büyük bir yılan, ikimizin ortasından geçtiği geçtiği halde nasıl görmedin?"

 O vakit hatırıma bir şey gelmedi. Fakat sonra kalbime geldi ki:

"Nu sana işaretler, dikkat et" Düşündüm ki, gecelerde gördüğüm yılanlar nevindendir. 

 Yani:  Gecelerde gördüğüm yılanlar ise, hiyanet niyetiyle her ne vakit bir memur yanıma gelse, onu yılan süresinde görüyordum. 

 Hatta bir defa müdüre söylemiştim: "Fena (kötü) niyetle geldiğin vakit seni yılan süretinde görüyorum, dikkat et! demiştim.

Zaten selefini ( önceki müdürü) çok vakit öyle görüyordum"

( Mektubat- 361)

Kur'an'ın ilim ve hikmetine sahip  olmayanlar Said Nursi'nin bu hikayelerine iman ederler.

 Çünkü Kur'an'ın ilim ve hikmeti  olmayınca her türlü ahmaklık normal hale geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder