RİSÂLE'İ NUR KÜLLİYÂTINDA BULUNAN ŞİRK HURAFE VE YALANLAR 

(92.YAZI)

Nurcular, Kur'an'ın bütün özelliklerini, şirkin ve hurafelerin kaynağı olan Risâle-i Nur Külliyâtına vermekten çekinmemişlerdir. 

Diyorlar ki: 

 "Risâle-i Nur yalnız bu vatan ve millet için değil, âlemi islam ve bütün beşeriyetin ihtiyacına cevap verecek bir külliyet olarak te'lif edilmiştir"

"Bugün tarihte hiç görülmemiş bir fecaat ve felaket içerisinde çırpınan beşeriyet için, halaskâr (kurtarıcı) olarak Risâle-i Nur'a sarılmaktan ve ne pahasına olursa olsun Risâle-i Nur'un nurani ve parlak ve eczalarını   elde edip dikkat ve tefekkürle  okumaktan başka bir lurtuluş çaresi yoktur"

(Asa-yı Musa- 253)

 Bu sözleri söyleyenlerin Kur'an'a gitmeleri artık mümkün olur mu?     

Bu inançtan sonra artık onların lutsal kitapları Risâle-i Nur değil midir? 

Dolayısıyla nurcular ebedi olarak Kur'an'ın nurundan ve hidayetinden   mahrum kalacaklardır.

Diyorlar ki :

"İnsan Risâle-i Nur okumak zaruret (gerekli) ve ihtiyacındadır.

 Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan bencilliğe boyun eğip,  Risâle-i Nur Külliyatını okumazsa, büyük bir mahrumiyete duçar olur. Fakat biz idrak ettiğimiz bu Muazzam hakikat karşısında, insanlığın kurtarıcısı ve milyonlarca insanın üstünde olan bir ilahi  görevliye (Said Nursi'ye)  nasıl minnettar ve borçlu olduğumuzu tarif edemiyoruz" 

(Asa-yı Musa- 253)

 Kur'an cahili  bir adam nasıl "ilahi görevli" oluyor, anlamak mümkün değildir. 

İnsan bu ahmaklıklara ne diyeceğini  bilemiyor. 

Said Nursi diyor ki:

"Akıl ile beraber vehim (endişe) ve hayal, hatta nefs ve heva teslime mecbur olduğu, gibi şeytan dahi  teslim-i silaha mecbur oldu"

(Barla Lahikası- 20)

Herhalde yeryüzünde böyle bir cehalet yoktur.

Şeytan Allah'ın emrine teslim olmazken, senin eserinle nasıl silahını teslim etmeye mecbur kalıyor.

Senin eserin Kur'an'dan daha mı  önemli?

Sen Allah'tan daha mı büyüksün?  Risâle-i Nur Külliyâtında  binlerce cehalet ve inanılmaz hurafeler var olduğu halde Said Nursi aynen şöyle diyor. 

"Mübarek Sözler (kitabının adı) şüphesiz kitab-ı Mübin'in  (Kur'an'ın) nurlu ışıltısıdır. 

İçinde izaha (açıklanmaya) muhtaç yerler eksik olmamakla beraber bütün halinde kusursuz ve noksansızdır"

 Barla Lahikası- 26