19 Ekim 2020 Pazartesi

 HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? 

(39. YAZI ) 

Tüm sorunların çözümünde yöntemin önemi gerçekten çok önemlidir. 

Bunun aksi, kişilerin Allah'ın dinini değil, heva ve heveslerini, geleneklerini, ataların uydurma dinini, şahsi görüşlerini din yapacaklardır. 

Rahmân ve Rahim olan Allah şöyle buyurur.

 "Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır..."

 (Sad-26) 

Başka bir ayette yüce Allah şöyle buyuruyor.

 (Ey Nebi!) Sana da, daha önceki kitapları doğrulamak ve onların (gerçeklerini) korumak üzere hak olarak kitabı (Kur'an'ı) indirdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, sana gelen hakkı bırakıp da onların arzularına uyma..." 

(Maide- 48) 

Başka bir âyet (Sana şu talimatı verdik) Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer indirilen hükümlerden yüz çevirirlerse bil ki bununla Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu zaten yoldan çıkmışlardır"

( Maide- 49)

"Yoksa onlar cahiliye hükümlerini mi istiyorlar? İyi anlayan bir toplum için hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır"

( Maide- 50) 

Kur'an'a  artı izah yapılması kadar Kur'an'dan eksilterek izahlar yapılması da felakettir. 

Tabii ki burada izahtan kastımız kendi bütünlüğü ve bağlamı dışında kaynağı Kur'an'da olmayan konuları kastediyoruz. 

Veya Kur'an'ın bağlam ve  bütünlüğünü terk ederek rivayetlerle Kur'an'ı yorumlayarak hurafe ve yalanlara insanları mahkum etmeyi kastediyoruz. 

 Kur'an'ı Mübin'de, cami imamı, Şeyhülislam, müftü, şeyh, din adamı gibi insanlara hükmeden, onları temsil eden sınıfların varlığına yer verilmemiştir. 

Kur'an bu sınıfların hiç birinden bahsetmezken halkın geniş bir bölümünün cami imamlarıyla müftülerle, şeyhlerle dini yanlış bir şekilde özdeşleştirdiklerini görüyoruz. 

 Günümüzde tarikatlar, geleneksel mezhebi düşüncenin kalesi konumundadırlar. 

Buradaki şeyhler, Kur'an'ın değil, ancak mezheplerin tapıcıları olmuşlardır. 

Bu kişilere göre, "din eşittir mezhep" olduğu için bu cahiller guruhu din diye Kur'an'ı değil mezhepleri övmekte sürekli olarak mezhepleri anlatmaktadırlar. 

Ancak işlerine gelen bir ayet gördükleri zaman batıl ve uydurma dinlerine ümmi insanları inandırmak için onu da  kullanmayı âdet edinmişlerdir. 

Diyanet İşleri Başkanlığı ve imam hatip liseleri de, Hanefi İşleri Başkanlığı ve Hanefi İmam Hatip liseleri durumundadırlar.

 Bu yüzden bu sıralardan geçen imamların ve müftülerin çoğunluğu, Kur'an'ın değil, batıl mezheplerin savunucusudurlar.  

Bir müftü veya bir imamın yanında bir  ayet okuduğunuzda bir hadis veya Ehli Sünnet hurafeleriyle size cevap verilir. 

Gerçekten de Kur'an ile rivayetler iki ayrı din hatta birbirine zıt iki düşman din gibidirler. 

Hangisinin hidayet üzerinde olduğunu ahmaklar haricinde herkesin malumudur. 

Şia ve Ehli Sünnet âlimleri  Kur'an tanımaz birer mezhep tapıcısı olmuşlardır. 

Bundan önceki yazılarımızda Kur'an'ın dini ile Emevi mezheplerinin dini arasındaki farkı gördük. 

Buna göre iki şık belirmiştir. 

1- ) Kur'an dinin kaynağıdır. 

Kur'anı tek kaynak kabul edip dini onunla yaşamaya ve anlamaya çalışmak gerekir ki, bu hayatı bir konudur.

 2-) Mezhepler dine eşittir. 

Din, Kur'an'dan değil mezheplerden öğrenilir. 

Milletten topladığı paraları kadınlara yediren Enver Ören'in Türkiye Gazetesi tarafından yayınlanan  kitaplarda bu saçma sapan hurafeler anlatılmaktadır.

Kur'an ehline sürekli hakaret edenlere göre din,  sadece hadislerden ve âlimlerin ictihadlarından öğrenilebilir. 

Bu cahil ahmaklara göre hadisler olmadan Kur'an kesinlikle anlaşılmaz bir kitaptır.

İhlas holding tipi bütün cemaat ve tarikatlara göre Ehli Sünnet'ten başka "hak" din yoktur 

Onlara göre hadisler "mezhep ictihatları" olarak çözülmüş ve din bu şekilde kemâle ermiştir. 

Yani dini öğrenmek isteyenler ilmihalden başka bir şey okuyamazlar.

 İnsanlar dinlerini Kur'an'dan değil,  fıkıhtan yani evliya ve ilahların  kitaplarından okuyabilirler. 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu fikirlere karşılık verebilecek bir cevabı yoktur. 

Sadece İhlas Holding değil, mezhepçi imamlar, müftüler bütün şeyhler işte bu Emevi Ehli Sünnet mezheplerinin dinini temsil etmektedirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder