11 Ekim 2020 Pazar

 HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? 

(32. YAZI ) 

Resulullah'ın torunlarının katilleri olan Emevilerin saltanatı döneminde temeli atılan hadis külliyatları ve ardından oluşturulan içtihat ve mezheplere mi, yoksa sadece Allah'ın kitabına mı itibar edeceğiz? 

Kendi görüşünü doğru çıkartmak yerine, Kur'an'ın hakikatlerini bulmaya çalışanların, bir gün, Kur'an dışında hiçbir kaynağa itibar etmemeleri gerektiğini anlayacaklarını ümit ediyoruz. Dördüncü halife olan Ali'nin Emeviler için söylediği şu veciz söz, Emevileri en güzel şekilde tarif etmektedir.

"Bunlarda din elbisesi giyiyorlar, ama ters çevirerek giyiyorlar" 

İşin en aldatıcı yanı buradadır. 

Din adına ortaya çıkan mezhepler sistemi, maalesef kendisini "gerçek din" diye ümmi halka kabul ettirmiştir. 

Kur'an'dan habersiz, ilim seviyesiz son derece düşük, aklını kullanamayan ve tefekkür etmeyen büyük çoğunluk ne yapsın? 

Nasıl doğuruyu bulsun? 

Günümüz ilahiyatçılarının ve Diyanet'in Kur'an adına ortaya koydukları hayırlı hizmet mevcut değilken, halkın Kur'an'ı anlamalarını nasıl bekleyebiliriz? 

Diyanet en katı bir şekilde Emevi dinini  uygulamaya çalışırken bizim ümmi insanlara söyleyebilecek bir sözümüz olabilir mi? 

Diyanet'in en son çıkardığı başta Başkan Mehmet Görmez olduğu birçok Prof'un elinden  geçtiği "Hadislerle İslam" kitabını incelemiş olursanız, Kuran, ilim ve tevhid adına yüreğiniz Paramparça olur, ümitsizliğe düşersiniz. 

Ne yazık ki Emeviler döneminde uydurulan, Abbasiler döneminde yazılan, Osmanlılar tarafından en katı bir şekilde  hayata geçirilen hadisler Diyanet tarafından hala gerçek bir din olarak  kabul edilmektedir. 

Kuyuya bir taş atılmıştır 40 kişi onu çıkaramamakta, çıkarmak İsteyenler ise mezhepsiz, vahhabi, sapık diye dışlanmaktadır. 

Sorun İslam'da değil, islam'ı ters giyenlerdedir. 

En şık elbise bile ters giyildiğinde nasıl sahibini gülünç gösteriyorsa, İslamı ters giyenler de aynı şekilde bu kötü manzaranın sorumlusudurlar. 

Ne yazık ki bazı saf cahiller ile bozuk inançlılar.

"İslam" kötü gözüküyor sanmakta veya öyle göstermeye çalışmaktadırlar. 

Oysa kabahat elbisede değil, onu ters giyendedir. 

Hem Şia hem de Ehl-i Sünnet Allah'ın dosdoğru dinini isteyerek ve bilerek kasten yamuk gösterdikleri için ahiretteki cezaları çok çetin olacaktır.

 "Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için en kötüsünden elem verici bir azap vardır"

( Sebe- 5)

"Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğine çalışanlar var ya, işte onlar haktan uzak bir sapıklık içerisindedirler" 

(İbrahim- 3 )

Yüce Allah isteseydi Kur'an'ı daha geniş bir kitap yapar ve şu anda istediklerine ilave buyuracakları varsa Kur'an'ın nuzulünda ilave ederdi.

 Allah, Kur'an'ı bu yapısıyla tamamladığına göre, eksiksiz ve fazlasız bizden istedikleri, bizi sorumlu tuttuğu bu kadardır. 

Allah'a şükürler olsun ki kendi dinini Kur'an'da haber verdi ve bizi Emevi gibilerinin yeniden din yazmasına, birilerinin hadis seçmesine, falancanın mezhep oluşturmasına muhtaç bırakmadı.

Yüce Allah şöyle buyuruyor.

 "Bu gerçekleri sana, her şeyden haberi olan Allah gibi kimse haber veremez"

( Fatır- 14 ) 

Emeviler ile önemli atağını yapan ilahların ve evliyanın sanal dini, en ölümcül eserlerini Abbasiler döneminde vermiştir.

 Her şeye rağmen hem Emeviler döneminde hem Abbasiler döneminde hem de Osmanlı döneminde bu Kur'an dışı dini kaynak oluşturulmasına karşı çıkanlar olmuştur. 

Fakat yönetici kadrolara sonradan hakim olan Sünni görüş, bu uydurma rivayet dinini resmi görüş olarak ümmi halka zorla kabul ettirmiştir. 

Böylece Abbasi döneminin sonuna gelmeden Sünnilik, karşı görüşleri tasfiye ederek uzun yıllar sürecek olan şeytâni ve tağuti  saltanatını kurmuştur. 

Emevilerden alınan kötü miras ümmetin inanç ve fikir yapısında en önemli kaynak olmuştur. 

Fakat uydurmacılık burada önemli bir seviyeye gelse de tabiatı gereği son bulmuş değildir. 

Sonraki devirlerde yaygınlaşacak olan tarikatlarla, Hint mistik inançlarıyla ve diğer kültürlerin etkisiyle gelen çilecilik, sofilik Kur'an'ın dinini tahrif etmekte zirve yapmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder