30 Eylül 2020 Çarşamba

 HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? 

(30. YAZI ) 

KA'B el AHBAR 

 Ka'b el Ahbar İsrailiyat'ı ve Yahudi uydurmalarını dine en çok sokan kişidir. 

Allah Resulü (a.s) ın vefatından sonra Ebubekir veya Ömer dönemlerinden birinde İslam'a girdiği söylenir. 

İsrailiyat hakkında bilgisi ve bitmek tükenmek bilmeyen hikayeleri, onu, devrinde ilgi odağı haline getirmiştir. 

Ebru Hureyre'ye destek veren Muaviye, Ka'ba da destek vermiş ve ona kıssa anlatmasını emretmiştir.

( İbni Hacer el-isâbe,) 

VEHB İBNİ MUNEBBİH 

Ka'b, İsrailiyat kaynaklı uydurmalar da bir numaradır. 

Onun hemen arkasından Vehb İbni Munebbih gelir. 

Kendisi birçok sahabeye atıfla hadis nakletmiş: 

Ebu Hureyre, İbn'i Ömer, İbni Abbas'da kendisinden hadis nakletmişlerdir. 

Ünlü tarihçi Ahmet Emin şöyle der, "Siret kitapları, en eski ve en güvenilir olanları da dahil olmak üzere hurafe ve uydurmalardan arınmış değillerdir. 

Tam aksine bunların kronolojik sırada  önde gelenleri bile  İsrailiyat'la en fazla doldurulmuş olanlardı.

 İlk ve en güvenilir kaynak sayılan İbni İshak'a bakalım. 

Bu zatın en önemli kaynaklarından biri de yahudilikten İslam'a geçen Vehb İbni Munebbih'tir. 

İbni İshak'ın ayrıca Hristiyan ve kadim İran  kaynaklarından da büyük ölçüde yararlandığı bilinmektedir" 

( Ahmet Emin Duhaul İslam 2. cilt )

 Reşit Rıza, Ka'b el Ahbar  ve Vehb İbni Munebbih ikilisinin dine zararlarını ve uydurmalarını şöyle anlatır.

 "İsrailiyat yalanlarını rivayet eden ve müslümanları kandırıp aldatanların en kötüleri bu ikisidir. 

Yaratılış, Resüllerin kıssaları, geçmiş ümmetler, fitneler, kıyamet alametleri, zikirler ve ahiret meseleleriyle alakalı olarak tefsir ve tarih kitaplarında yer almayan hiç bir hurafe ve yalan yoktur ki üzerinde bu ikisinin imzası veya katkısı olmasın. 

Bunların yüzünden İslam düşmanı mulhitler, İslam'ın da diğer dinler gibi hurafeler ve evham dini olduğunu iddia etmişlerdir"

( Reşit Rıza- Mecelletul menar )

Dinimize sokulan uydurmaların kaynaklarından biri Yahudi kaynaklı İsrailiyat olduğu gibi, bir diğeri ise Hristiyanlıktır. 

Hristiyan kaynaklı uydurucuların en önemlisi Temim ed Dâri ve İbni Cüreyc'tir.

 Deccaliyet, kader anlayışı ve inancı, şeytan, ölüm, ölüm meleği, cennet ve cehenneme dair bir sürü hurafe, İsa (a.s) hakkındaki uydurmalar, Hıristiyanlıktan dinimize devşirilen en önemli uydurmaların başında gelir. 

Hiristiyan kaynaklı uydurmalara aşağıdaki iki hadisi örnek gösterebiliriz.

 "Allah Resulü bir gün halkı topladıktan sonra onlara şöyle buyurdu: 

 "Allah'a yemin ederim ki sizi korkutmak veya bir şeye teşvik etmek için toplamadım. 

Sizi şunun için topladım. 

Temim ed Dâri bir Hıristiyandı. Sonra gelip bana biat ederek Müslüman oldu ve bana şunu anlattı.

 O, iğrenç, kötü, cüzzamlı 30 kişi ile bir gemiye binmiş, yolda bir ay dalgalarla boğuştuktan sonra denizin ortasında bir adaya ulaşmışlar. 

Güneşin battığı yerde yer alan bu adaya indiklerinde kendilerini kıldan önü arkası ayırt edilemeyen bir hayvan karşılayıp şöyle demiş:

"Ben Cesase'yim: 

Sonra onlara manastırdaki bir adamı görmelerini önermiş. 

Temim ve arkadaşları manastıra girdiklerinde yaratılışça daha önce hiç görmedikleri kadar iri ve topuklarından boynuna kadar her yeri zincirle bağlı bir adam görmüşler. 

Adam, onların hikayelerini ve Arap olduklarını öğrenince kendilerine birçok sorular sormuş. 

Temim ve arkadaşları da onu cevaplıyorlarmış. 

Sonunda : Bana ümmilerin (Arapların)  Resulünden haber verin ne yaptı? demiş. 

Bunlar da "Mekke'den çıkıp Medineye yerleşti" demişler.

 O, "Araplar onunla savaştı mı?" diye sorduğunda. 

Evet demişler. O zaman o, Resul  onlara nasıl bir muamele de bulundu? diye sormuş.

 Bunlar da: "Karşısında bulunan Arapları hezimete uğratarak, kendisine itaat etmelerini sağladı" cevabını vermişler. 

O zaman demiş ki : "Size kendimden bahsedeyim. 

Ben mesihim (Deccal) bana izin verilme zamanı yaklaştı. 

Çıktığımda 40 günde yeryüzünü dolaşıp, Mekke ve Medine dışında kırk gece içinde uğramadık köy bırakmayacağım. 

O iki şehirse bana haram kılınmıştır. Onlardan birine girmek istediğimde elinde kılıç olan bir melek beni karşılar ve bana engel olur" 

Bunları anlattıktan sonra Allah Resulü, asasını minbere vurarak şöyle dedi. 

"işte Medine, işte Medine, işte Medine" 

(Müslim- Fiten, 119- Ebu Davud- Melahim 15- İbni Mace Fiten, 33)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder