19 Eylül 2020 Cumartesi

 HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR?

 (28. YAZI ) 

İŞTE SİZE EHL-İ SÜNNET DİNİNİN KAYNAĞINDAN BİR HADİS 

"Ölüm meleği Musa'ya gelerek, Rabbine icabet et "dedi. 

Bunun üzerine Musa( aleyhisselam )ölüm meleğinin yüzüne tokat vurarak gözünü çıkarttı. 

Melek hemen Allah'a dönerek,

 "Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin o benim gözümü çıkardı" dedi.

( Müslim- 10 176) 

Kur'an'ın ilim ve hikmetine aykırı bu uydurma hadis aynı zamanda Allah'a, Allah'ın Resulü Musa(a.s) a bir hakarettir. 

Ölüm Allah'a kavuşmak olduğuna göre, üstün bir ahlaka sahip olan bir Allah elçisi nasıl olurda Allah'ın emrine karşı gelir, ona muhalefet ederek hiç olmayacak bir şeyi yapabilir. 

Sanki Allah'ın kitabıymış gibi, "hiçbir yanlışı olmayan hadis kitabı" diye tanıtılan Müslim'de ve diğer meşhur hadis kitaplarında bu hadis geçmektedir.

 Bu hadis-i doğru diye kitaplarına alanların Kur'an bilgilerine İtimat edilemez, ilimlerine ciddiyetle yaklaşılamaz, akıllarına güvenilemez, diğer hadislerine de itibar edilemez. 

ÖMER'İN UYDURUKÇULARA KARŞI TEPKİSİ : 

"Hadisler Ömer döneminde tek tük çoğalmaya başlayınca Ömer (Radıyallahu anh) halktan yanlarında bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. 

Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi" Yahudilerin mişnaları gibi bunlar da Müslümanların mişnasıdır"

( İbni Sa'd- Tabakat- 5 140) 

Ömer, büyük bir feraset ve şuurlu bir tespitle: Musevilerin dinlerini dejenere edişlerinde, Tevrat dışında "Mişna" adlı kitapları dini kaynak edinmelerinin etkisini görmüş ve Resulullah (aleyhisselâm) a fatura edilerek dinin kaynağı kılınmak istenen hadislerin, bu mişnaların fonksiyonunu kazanacağını anlamıştı. 

Bu tehlikeye karşı hem diliyle hem de eliyle mücadele etmiş ve bu mişnaları yakmıştır. 

Ömer'in yaktırdığı "mişnalar" hadislerdeki doğru hadis oranı, herkes kabul eder ki, bugünkü en doğru kabul edilen Buhari'den de, Müslim'den de çok daha yüksektir. Çünkü Resulullah'ı görenler daha hayattadır. 

Ayrıca ileride yaşanacak kargaşalar, fitneler ve siyasi ayrılıklar tam olarak ortaya çıkmamıştı. 

Şimdi rivayet dininin tapıcılarına soralım: 

Sizce Şia'nın iddia ettiği gibi,

"Ömer Allah'ın Resulünü sevmiyor muydu? 

Veya Resulullah'a karşı mı geldi?" Ömer'in Allah Resulü ( aleyhisselâm) a sizin kadar saygısı yok muydu?

Ey hurafeciler! Günümüzde Kur'an'ın yeterliliğini savunanlara ve hadislere gerek olmadığını söyleyen muvahhidlere her türlü düşmanlığı ve saldırıyı yapıyorsunuz. 

Peki hadislere aynı tavrı gösteren hatta hadisleri yakan Ebubekir ve  Ömer'e niye aynı eleştiriyi getiremiyorsunuz. 

Sizde Kur'an'a inanma, ilim, akıl, şeref ve güzel ahlakın  kırıntısı mevcut mudur?

Mezhep tapıcıları, insanları aldatmak için, kendisinden hadis nakledilen kişilerin  doğruluğunu tespit etme hususunda ne kadar titiz olduklarını şu uydurma hikaye ile ispatlamaya çalışırlar. 

 "Meşhur bir hadisçi, kendisinden hadis naklettiği bir kişiyi görmek için onun bulunduğu yere seyahat eder. 

O yere vardığında, bu kişinin atına yiyecek verecekmiş gibi yapıp atı çağırdığını ve sonunda At'a yiyecek vermediğini görür. 

Bunun üzerine "atı kandıran, insanları da kandırabilir" diyerek onun naklettiği hadisi almaktan kaçınır" 

Bu yalan hikayeyi dinleyen bizlerin "Aman! hadisçiler ne kadar titizmiş" deyip, onların, yalancı hiç kimseden hadis toplamadıkları, böylece naklettikleri uydurmaların ne kadar güvenilir olduğunu inanmamız sağlanmaktadır. 

Tabi biz de hemen aldık ve kabul ettik! 

Sizin bu anlayışınıza yazıklar olsun. Yüzbinlerce hadisten, sahihlerini  ayıkladığını söyleyenlerin,

 "Bu şundan, şu ondan" şeklinde göndermeler yaptıkları hadis nakilcilerinin önemli kısmı, hadis kitapları toplandığında çoktan vefat etmişti. 

Geri kalanların çoğu ise islam coğrafyasının dört bir yanına dağılmıştı. 

Bunların hepsini ziyaret etmek ve doğru sözlü olduklarını tespit etmek, özellikle o dönemin ulaşım şartlarında mümkün değildir. 

 Ey Kur'ansız ahmaklar? 

Yüce Allah, Resulullah'ın arkadaşlarının bile birçok olumsuz hareketlerini kınamakta ve onların "Allah ve Resulüne ihanet ettiklerini..."

 (Enfal- 27)

"Allah Resulü'nü savaş alanında terkedip kaçtıklarını..."

 (Âli İmran- 153) 

"Allah Resulünün sözünü dinlemediklerini ve ona asi olduklarını..."

 (Âli İmran- 152) 

"Hak  ortadayken Nebi (a.s) ile  tartıştıklarını..."

( Enfal- 5,6 )

"Sadakalar hususunda  Nebi (a.s) ı  ayıpladıklarını..."

(Tevbe- 58)

"Nebi (a.s) ailesine zina iftirasında bulunduklarını..."

( Nur- 11/20) 

"Allah'ın düşmanlarını dost edindiklerini..."

 (Mümtehine- 1) 

"Nebi (a.s) konuşma yaparken  ticarete5 ve eğlenceye koştuklarını..." 

(Cuma- 11 ) 

"Yalan söyleyip fasık olduklarını...",( Hücurat- 6 )

"Nebi (a.s) a karşı saygısızlık  yaptıklarını..."

 (Hucurat- 1,6)

 ortaya koymaktadır. 

Sahabelerin içinde bulunan  takva ve ihlas sahibi şahsiyetleri bütün bu fiillerden tenzih ederiz. 

Allah'ın kendilerini övdüğü ve razı olduğu sahabeler de mevcuttur.( Tevbe- 92,99,100;  Fetih 10-18- Ahzap- 23;  Haşr- 9 10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder