ÇOK ACI BİR MANZARA:
30.12. 2017 cumartesi gecesi saat 23 00 civarında bir tarikat televizyonuna rast geldim.
Yedi sekiz yaşlarında, tek tip olarak başlarında sarık, üstlerinde cübbe, ayaklarında mest olan çocuklara gözüm takıldı.
Bu çocukları seyrederken içim acı ve ızdırapla doldu.
Tabi ki herkes inanç ve fikirlerinde yaşam ve giyinişinde özgür olmalıdır.
Devleti'nde bu kurumlara kanun ve kaba kuvvetle müdahale etmesi gibi bir hakkı bulunmamaktadır.
Esas beni acı ve ızdıraplara sevkeden şey bu giyim tarzının islami olduğu, Allah Resulü'nün inanç ve ahlakını temsil ettiği ve dolayısıyla sünnet adı altında sevap işleniyor amacı ile yapılmış olmasaydı.
Bu hurafe inanç ve giyim tarzıyla büyüyen çocukların fikir ve zihin dünyaları nasıl şekillenecek bir düşünün.
1300 sene öncesinde karanlık ve zalim bir idare ve yalancı ahmakların uydurduğu dinden bugünün teknoloji ve bilim çağında çocuklarımızı bu Kur'an'sız cahillere nasıl yem yapıyoruz onu da bir düşünün.
Halbuki geleceğimiz adına bu çocuklardan dünya çapında bir çok ilim dalında üstün beyinler yetişebilirdi.
İşte bu yüzden önemli bir gerçeği hiç usanmadan, her zaman, tekrar tekrar hatırlatmak dini ve milli bir görevdir.
Dünya tarihinde uydurma dinden daha tehlikeli, acımasız ve ölümcül bir silah icat edilmemiştir.
Çünkü uydurma din yüzyıllarca etkisini sürdürebilecek bir güce sahiptir.
Kur'an bir çok âyette insanların bu dinden kendilerini kurtarmalarının mümkün olmadığını ortaya koymuştur.
Çünkü din ve mezheplerinin hak, bu din ve mezheplere karşı gelenlerin sapık olduklarını iddia etmektedirler.
Bu yüzden aklı başında olan bütün Devlet adamlarına, Diyanet İşleri Başkanlığına, ilahiyatçılara, Milli Eğitim Bakanlığına ve eğitimcilere çağrım.
Lütfen, İslam dininde böyle bir inancın, bir anlayışın ve bir giyim tarzının olmadığını, Allah Resulü'nü temsil etmediğini insanlara açık olarak anlatın.
Anlatın ki, aileler çocuklarını böyle gerici ve hurafeci kurumlara vermesinler.
Fetö gibi hurafeci ve acımasız bir örgütten nasıl olur da hiçbir ders almadık.
Herkes aklını başına alsın.
Çocuklarımızın dünya hayatları ile beraber ahiretlerini de yok ediyoruz.
Yazıktır, günahtır.
Bu manzara Kur'an'ın mükemmelliğine ve sistemine şahit olan vahiy ehli muvahhidlere çok ağır gelir.
Kur'an, İlim, akıl, tefekkür ve sorgulama nimetlerinden uzak ve karanlık bir dünyaya çocuklarınızı teslim etmeyin.
Allah'tan korkun.
Manevi olarak çocuklarınızı ölüme ve yok olmaya mahkum ediyorsunuz!
Rahmân ve Rahim olan Allah Kur'an'da şöyle buyurur.
"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine emrettiğine karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır"
( Tahrim- 6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder