İNSAN DUYGU BAKIMINDAN DÜNYA HAYATI İLE DEĞİL, AHİRET İLE BAĞIMLI YARATILMIŞTIR.
Allah tarafından insana bahşedilen bir çok duygunun dünya hayatında karşılığı bulunmamaktadır.
MESELA: Allah inananlara sonsuz bir hayal gücü, geniş bir emel,
büyük bir arzu ve istek, sonsuz yaşama duygusu vermiştir.
Halbuki Kur'an'ı Mübin'e baktığımızda bu kainattaki hiç bir şeyin boşuna ve abes olarak yaratılmadığnı,
Allah'ın her şeyi bir amaca yönelik olarak yarattığını görürüz.
"Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık.
Fakat onların çoğu bilmiyorlar"
(Duhan, 38, 39)
"Biz, göğü, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun (eğlence) olarak yaratmadık"
(Enbiya, 16)
Yani, Rahman ve Rahim olan Allah bu evrende boşuna hiçbir şey yaratmadığına göre insana gerçekleştiremiyeceği duyguları niye versin.
Hiç bir insan,
kim olursa olsun, dünya hayatında Allah tarafından kendisine verilen hayallerine kavuşamaz,
arzularını gerçekleştiremez, emellerine yetişemez, bütün isteklerini elde edemez, en önemlisi, insanoğlu fıtratı gereği ebedi yaşamak ister.
Allah'ın insanoğlunun fitratına yerleştirdiği en önemli duygu ebedilik duygusu, uzun yaşama arzusu, sağlık ve mutluluk, huzur ve refah duygularıdır.
Halbuki hiçbir insan için dünya hayatında bu önemli duyguların gerçekleşmesi mümkün değildir.
O zaman insanın gerçek vatanı, ikametgahı, esas memleketi dünya değil, ahiret hayatıdır,ahiretteki cennettir.
İnsanın benliğine yüklenen duygu ve düşünceler ahiretle ilgilidir, bu arzu ve istekler ahirette gerçekleşecek.
Dolayısıyla, ölüm kabir kuyusuna giriş, karanlık bir çukur ağzı değil,
bizi yaratan, terbiye eden, merhamet edip büyüten, her şeyi yerli yerince yapan, her şeye yaratılışını bahşeden sonsuz nimetler sahibi Rabbimize bir dönüş, bir kavuşmadır.
Bu yüzden Rahmân ve Rahim olan yüce Allah bir çok ayette ölüm için "Rabbinize döneceksiniz" buyuruyor.
Akraba ve dostlarımızın bir çoğu zaten ana vatana gitmiş bizim gelmemizi bekliyorlar.
İşte bundan dolayı ölümün yüzü soğuk değildir, ölüm bir kurtuluş,
bir dinlenmedir, Allah'a ulaşma, yaratıcı güce kavuşmaktır. Ölüm dünya hayatına geliş gibi bir göçüştur.
ALLAH'IN BİR DÜZEN VE BİR KANUNUDUR.
Aslında kabir diye bir şey yoktur.
Kur'an'ın dilinde ve aklında dünya ve ahiret hayatından başka hiçbir hayat yoktur.
Bizim bir gecelik uykumuz kabir uykusundan çok daha uzundur.
Kabir bir gün, bir günden az, bir saat, tanışma müddeti kadar bir süre,
bir yemeğin bozulma süresi kadar bir zamandır, bir andır.
"Nihayet Sur'a üfürülmüş olacak.
Bir de bakarsın ki onlar cesetlerden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
(İşte o zaman) Ne oldu bize!
Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın vâdettiği gündür. Elçiler gerçekten doğru söylemişler! denir.
Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar.
O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz.
Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız"
Ölüm ve hemen ardından ahiret hayatının başlaması vardır.
"Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz.
Dikkat! "Sonra da (hemen) Şüphesiz, sizler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz"(Mu'minun, 15, 16)
ÖLÜM ALLAH'IN BÜYÜK BİR MÜKÂFATI VE NİMETİDİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder