HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR?
(29. YAZI )
Ne yazık ki bugün,"İslam "diye halka dayattıkları din, özellikle Emevi döneminden başlayarak daha sonra Abbasiler döneminde sonuca ulaşan uydurma hareketinin ürünleri ile doldurulmuş Kur'an'dan başka her inanç ve ameli içinde barındıran bir yapıdan ibarettir.
Bu "islam" Emeviler'in ve Abbasiler'in reforma uğrattığı bir Emevi ve Abbasi"dinidir" Emeviler ve Abbasiler tarafından yapılan reform, dini zorlaştırma, tevhidi karartma, insan fıtratı ile çatışır hale getirme, kadınları ilimde ve fikirde yok sayma ve toplumdan soyutlama şeklinde dizayn edilmiştir.
Bu ilaveleri yapan Kur'an cahilleri dinin kaynağı olduğunu iddia ettikleri yüzlerce hadis ve fıkıh kitapları ile dini bozmuş ve dejenere etmişlerdir.
Dini dejenere eden bu tarihi sürecin en baştaki basamaģı zalim Emevi devletidir.
Zirvesi de kardeş katili Osmanlı imparatorluğu'dur.
Bu dönemi inceleyen Kur'an ehli, muvahhit ve şuurlu bir müslüman din diye uydurulan hadislere ve onların üzerine inşa edilen mezheplere neden güvenilemeyeceğini rahatlıkla anlayabilir.
Bundan önceki bölümlerde Allah Resulü'nün dinde tek kaynak olarak Kur'an'ı bıraktığını ilk dört halifenin de Kur'an dışında bir kaynak ya da herhangi bir yol oluşturmadıklarını görmüştük.
Emevi, Abbasi ve Osmanlı saltanatı döneminde belki olumlu şeylerde yapılmıştır.
Fakat Kur'an'ın anlattığı dinin dejenere edilmesinde bu dönemin katkısı korkunç olmuştur.
Bu yüzden fanatik mezhepçiler tarafından örtbas edilen bu dönemin akılsızlıklarını bilmek akıllı insanların hakkıdır.
Hadisler ilk kez işte bu dönemde yazılmaya başlandı.
Fakat bu yazım işleminde hadisler, kıssalar, efsaneler, hikayeler, görüşler, vecizeler, atasözleri, gelenekler ve kültürler birbirine karıştırıldı.
Emeviler döneminde hadislerin uydurulmaya başlandığı bilinse de bu dönemden elimize geçen bir hadis kitabı yoktur.
Ehli Sünnet dininde,Kütübü Sitte(altı hadis kitab-ı )daha sonra Abbasiler döneminde yazılmıştır.
Bu dönemde toplanan rivayetlere Emeviler'in köprü, hatta kaynak olduğunu bilmeliyiz.
Hadisler Emeviler döneminde uyduruldu Abbasiler döneminde yazıldı, Osmanlı Devleti döneminde hayata hakim kılınarak gerçek din olarak dayatıldı.
Abbasiler döneminde üretilen ek uydurmalarla bu rivayetler birleştirildi ve hadis diniyle öldürücü din ortaya çıktı.
Şimdi gelin biraz vicdanla ve ilimle konuşalım.
Kur'an kendisinin yeterli olduğunu yüzlerce ayette anlatırken, Allah Resulü (a.s) hiçbir sözünün yazılmasına müsaade etmezken, dört halife döneminde de aynı hassasiyet gösterilirken, Allah Resulünün torunlarının katillerinin döneminde temeli atılan hadis ve ardından oluşturulan ictihat ve mezheplere mi?
Yoksa sadece Allah'ın kitabına mı itibar edelim?
Allah'a sonsuz şükürler olsun ki dinimiz için tek başına Kur'an yeterli bir kaynaktır.
Emevi taraftarı ve hayranı Ebu Hureyre'nin, Buhari'nin ve Ahmet bin Hanbel'in yalanlarına ihtiyacımız yoktur.
Özellikle Yahudilikten İslam'a geçenler, dinlerinde bulunan birçok hikayeyi, uydurmayı, efsaneyi "hadis" adı altında İslam dinine taşıdılar.
Bu hanif dinin saflığını bozmak için yaptıkları bilinçli bir operasyondu görüşü hakim olsa da, eski adetlerinden, eski dinlerinden ve inançlarından kurtulamayıp kendilerince katkı sağlamak için yaptıkları da düşünülebilir.
İbni Haldun mukaddime adlı eserinde konuyla alakalı şu açıklamaları yapar.
"Araplar ne kitap ne de ilim ehlindendiler.
Onlara hakim olan yaşam tarzı bedevilik ve cahillikti.
Uydurma hadislerin piyasasının zirvede olduğu dönemlerde Kur'an pek bilinmiyordu.
Kavramların anlamı değiştirilmiş, Kur'an'a ulaşmak imkansız hale gelmişti.
Yaratılışın esrarı, kainatın durumu vs, konularda birçok şeyi öğrenmek istediklerinde bunu kendilerinden önce kitap verilenlere sorarlar ve bu konularda onlardan istifade ederlerdi.
Bunların aralarında Ka'b el Ahbar ve Vehb İbni Munebbih vardı.
Hadis nakilli tefsirler bu tür kişilerden yapılan nakillerle dolmuştur.
Âlimler bu hususta taklide saparak gevşek davranmış ve eserlerini bunların nakilleriyle doldurmuşlardır"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder