11 Eylül 2020 Cuma

 HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? 

(23.YAZI )

Bize düşen kendi şahsi görüşlerini ve geleneklerini dine fatura ederek gerçekleştirilen yozlaştırmaya karşı Kur'an'ı Mübin'e  giderek son vermektir. 

Böylece insanla çelişik hale getirilen din insanla barıştırılacaktır. 

Çözüm yolu reform değil, Kur'an'ı Mübin'e uygunluğu ve dönüşü hayata geçirmek, uydurulan sahte kutsalları ve Kur'an dışındaki tartışılmazları reddetmektir. 

Türkiye açısından olaya bakıldığında Sünni dininin ağırlıkta olduğu  Diyanet Kurumu'nun Kur'an'ın ışığında düzenlenmesi önemli bir meseledir. 

Ne yazıktır ki sorulara Kuran'a dayanarak değil, uydurulmuş Sünni fıkhına, mezheplerin dinine dayanarak cevap veren diyanete göre hurafe deyince akla sadece  türbelere bez bağlamak, yada türbelerde mum yakmak gibi şeyler geliyor.

 Dini konularda görüş sorulduğunda gırtlağına kadar hurafelere boğulmuş, uydurma kaynaklara gönderme yapan Diyanet'in Kur'an'a dönüş yapabilmesi mümkün görünmüyor.  

Diyanet'in içinde bulunan birisi olarak Diyanet'in bunu başarmasının mümkün olmadığına dair  birkaç madde ile değinmek isterim.

1) ilmi seviyesinin çok düşük olması 2) fikir hürriyetinin olmaması 3 )Gelenekçi tepkilerden korku 4 )Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde bilinmemesi 

5) Makam ve mevkiye manevi değerlerden daha çok değer verilmesi. 

6) İktidarı meydana getiren halkın çoğunluğunun gelenekçi ve muhafazakar olması 

7) Kur'an'a gereken değerin verilmemesi. 

Bu gibi sebeplerden dolayı  hiçbir zaman Diyanet bu millete doğruları söyleyemez. 

Soma maden faciasında hayatını kaybeden 301 madencinin ruhları için hatimler indirilmiş, Yasin süresini okumak da Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmeze düşmüştür. 

Diyanet Başkanı  Mehmet  Görmez ölülere Kur'an okunamayacağını bilmiyor mu? 

O sadece milleti aldatıyor. 

Diyanet'in 80 yıllık hayatında Kuran'a hizmeti beş ciltlik vasat bir tefsir olmuştur. 

Diyanet'in binlerce Kur'an kursundan  Kur'an'ı iyi  bilen bir kişi  yetişmemiştir. 

Diyanet'in "Kuran'daki İslam" adlı bir eseri yoktur. 

Buna karşılık çok lüks basılmış her cildi 660 sahifeden oluşan tam yedi ciltlik bir Hadislerle İslam eseri mevcuttur. 

Tam bir cehalet abidesi olan bu eserin birinci cildinde,

"En Sevgiliye iltica" bölümünde şu ibareler mevcuttur. 

"Ümmetin alimleri mübarek siretini, sünnetini ve hadislerini sonraki nesillere aktarmak için hayatlarını vakfetti, müsnedler, sünenler, camiler, mucemler ve musannefler, senin hadislerini bir araya getirdi. siyerler ve megaziler, senin örnek hayatını bize tarif etti. 

Delail, şemail ve hilyeler, senin vasıflarını bize anlattı. 

Naatlar, kasideler, mevlütler sana olan aşkımızı sevgimizi dile getirdi. Nice telif ve tasnifler hep seni anlatmak için imla edildi.

 Sana gül terennumunde besteler yapıldı.

 İlahiler söylendi, divanlar dolduruldu.

 Mesnevilere senin adınla başlandı. Hattatlar en güzel tablolarına senin adını nakşetti. 

Neye baksak senden bir iz bulduk ey Nebi!

 Ne yöne dönersek seni gördük ey Nebi ! 

( C.1. sayfa- 24 ) 

Bunun gibi daha birçok hurafe ve cehalet sıralanmış gidiyor. 

Bu eserin bilim kurulu başta Profesör Mehmet görmez olmak üzere 5 Prof, editörler 6 Prof, 8 Prof son okuma heyeti, Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan geçmiş, 5 Baskı yapmış, Ankara 2103 

Yani anlayacağınız kur'an, ilim, hikmet, akıl ve tefekkür adına Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan hayırlı bir hizmet ve olumlu bir çalışma beklemeyin. 

Peki bütün bu Prof lar Kur'an'ın Allah Resulü'nü en güzel şekilde anlattığını bilmiyorlar mı ki, Kur'an'dan başka bütün uydurma eserleri dile getirmiş sadece Kur'an'ı es geçmişlerdir. 

 Bu Kur an cahilliğinin bir özrü bulunabilirmi?

"Resulüm! Biz seni ancak insanlara rahmet olarak gönderdik" 

(Enbiya- 107 ) ayetinde bulunan "âlemlerden" maksadın insanlar olduğunu, Diyanet Kurumu'nun gelenekçi sünni cahilleri bilmiyorlar mı.? 

Allah bütün elçileri gönderildikleri  kavimlere rahmettirler. 

 Yani rahmet olan vahiy'dir, rahmet olan risalettir. 

(Yusuf-111; Nahl-89)

Nebi gönderildiği kavme rahmet olurken, (Tevbe-61) Resul ise bütün insanlara rahmettir. 

(Enbiya-107)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder