29 Eylül 2020 Salı

 KUR'AN'SIZ DİN 

(23.YAZI) 

MEHMET GÖRMEZ'DEN F GÜLEN'E MEKTUP 

 Aslında insanların kusur ve  zaaflarından faydalanmak doğru değildir.

 Makam ve mevki sahibi olanlar  güçlü gördükleri  kişilerden bir  beklenti içine girebilirler.

Kariyer sahibi olan zayıf insanlar,  çirkef ve ahlaksız zorbalardan korku ve endişe duyabilirler.

 Bundan dolayı Mehmet GÖRMEZ'IN F Gülen'e  bu mektubu göndermesi normal bir olay olarak görülmesi gerekir.

 Aslında bu mesele beni o kadar da  alakadar etmiyor.

 Esas olarak beni alakadar eden ve üzen tek şey,  kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığının  ne kadar Kur'an, ilim, tefekkür ve sorgulama nimetlerinden mahrum, uydurma rivayet ve hurafelerin pençesinde   olduğudur.

İnsanın üzüldüğü şey,  kurum olarak doksan bin cami ve  yüz elli bin personelle milyonlara hitap eden  Diyanet'in bu akıl ve inançla hiçbir zaman Kur'an'ı bulamayacak olmasıdır. 

 Eğer Mehmet Görmezde  zerre kadar Kur'an bilgisi ve tevhid ahlakı olsaydı F Gülen'e böyle bir mektup göndermezdi.

 İŞTE O  MEKTUP.

"Ehli hadisin naçiz bir talebesi olarak bir grup genç âlimle  birlikte,  Resul-i Ekrem'in Nübüvvet mişkatından iktibas ile cem-i tebvib ile tasnif ederek şerhettiğimiz "Hadislerle İslam- Hadislerin Hadislerle Yorumu" eserini, şahsımda  dahil çağımız İslam nesillerinde büyük emekleri olan zât-ı âlilerinin (yüksek şahsiyetlerinin) yüksek ittilaına (yüce mezarlarına) ve tenkidatına ( tenkitlerine- kontrol etmelerine) arzetmekten şerefyâb olduğumu ifade eder, sıhhat, afiyet, uzun ömürler niyazıyla,

selam, hürmet ve muhabbetlerimi takdim ederim.

Mehmet Görmez,

İmza

Arkadaşlar!

Bu mektup bir çok internet sitesinde ve bazı tv kanallarında haber konusu oldu.

Fakat bu mektubu haber konusu yapanlar Kur'an cahili cübbeli Ahmet ve TGRT olunca  Mehmet GÖRMEZ'IN aleyhinde onlara destek vermemek için mektubu görmezlikten geldim.

Fakat ısrarla Kur'an'a dönmek istemeyen kurum ve kuruluşlarıda deşifre etmek zorundayız.

Bundan dolayı hakkın hatırı her şeyden yücedir diyerek bu utanç verici  mektubu paylaşmayı uygun buldum.

Mektuptaki şu cümleye çok takıldım. 

"Şahsımda dahil çağımız İslam nesillerinde büyük emekleri olan zât-ı âlilerinin yüksek ittilaına ve tenkidatına arzetmekten şerefyâb olduğumu ifade eder"

Özellikle Mehmet GÖRMEZ'IN, F Gülen'in hoşuna gidecek bir dil kullanması bana çok ilginç  gelmiştir. 

İşte Kur'an ilminden ve tevhid ahlakından uzak olmanın kahredici  sonucu.

BU MİLLETİN GELECEĞİ TEHLİKE :  Kur'an''ı Mubin insanlık tarihinde neredeyse  bir kişi tarafından bile yaşanan uydurma  dinlerin hepsini ele almıştır.

Nuh (a.s) ın kavmi, İdris, İbrahim, İshak, Yakub, Yusuf, Musa, Şuayb, Hud, İsa, Muhammed (a.s) ın kavmi, Ashab-ı Kehf'in şirk ile mücadele etmeleri,  Ashab-ı Uhdud,un şirki,  İsrailoğulları, Belkıs'ın güneşe tapan milleti, Hıristiyanların teslis inancı, İsa'nın ilah ve Rab edinilmesi, Yahudilerin Üzeyri Allah'ın oğlu olarak kabul etmeleri,

Yine insanlık tarihinde evliya ve ilâhlara direk olarak  tapma.

İnsanların evliya ve ilahlarının  putlarına kulluk yapmaları.

Sabiilerin ve mecusilerin inancı.

Güneşe ve Ay'a tapınma.

Firavun'un kendini ilah ve Rab olarak dikta ettirmesi. 

Samiri'nin eritilmiş altından buzağı yaparak İsrailoğullarını ona taptırması.

 Yine Kur'an'ın, kadınlara, çocuklara, salma atlara, sağmal hayvanlara, yük yük altın ve gümüşe, bahçelere, aileye, aşirete, güzel evlere, ticaret mallarına Allah ve Resulün'den ve Allah'ın yolunda mücadele etmekten daha fazla değer verilmemesini ısrarla emretmesi .

Yani Allah  şirkin üzerinde o kadar önemle durur ki, neredeyse insanlık tarihinde bir kişiyi bile ihmal etmez,

Peki bütün bu gerçeklere rağmen, dört bakanlık bütçeye ve yüz elli bin imama sahip olan diyanet işleri başkanlığı şirkin tam merkezinde bulunan milyonlarca insanı neden görmez ?

Aklını, vicdanını, ruhunu, özgürlüğünü kiraya vermiş milyonlara  neden hakkı anlatmaz?

Diyanet işleri başkanlığı neden hâlâ Allah'ın apaçık âyetlerini gizlemeye çalışır?

Şirkini açık olarak ortaya koyan Cübbeli hakkında neden bir cümle bile söylemez?

İlah, evliya rab ve gavs olarak görülen uydurma mabudları neden görmez ?

Diyanet, Kur'an'ın tevhid akidesine verdiği değerin milyonda birini bile niye görmez  ?

BU ÜMMETİN DÜNYA VE AHİRETİNE YAZIK DEĞİL Mİ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder