DİN VE HÜKÜM OLARAK KUR'AN TEK KAYNAKTIR ( 13. YAZI )
Din, Allah Resul ortak yapımı değildir. Din adına hükmü Allah, Elçilerine gönderir Elçileri de bu hükümlere uyar ve insanlara aktarırlar.
Bu yeterince kutsal bir vazifedir.
Bu vazife, Allah Resulün'den iki üç asır sonra yalan rivayetlerle iftira edilerek uydurulan sözlerle kıyaslanamaz.
Allah resulüne kadir kıymet verilecekse Vahye odaklanılmalı ve onun Allah'ın Elçisi olduğu bilinmelidir.
O Allah'ın kelamının hayat bulduğu bir şahsiyettir.
Bundan büyük şeref ve onur olurmu?
Bu onur ve şeref Buharinin, Müslimin, Nesainin, Ebu Davudun, İbni macenin, Tirmizinin, İmamı maliki'nin yalan ve uydurmalarıyla bir tutulabilir mi?
Bunun dışında Elçilik konumunu aşan yetkilerin Allah Resulü'ne yalan yollarla İsnat edilmesi büyük bir zulüm ve suç olarak müfterilere yeter.
Şayet çoğunluğu temsil eden geleneksel anlayış doğru olsaydı Resulullah'ın ahiretteki şikayeti "Ümmetim bu Kur'an'ı terketti "(Furkan, 30 ) Şeklinde olmaz, "Ümmetim sözlerimi (hadislerimi )terketti "şeklinde olurdu.
Bizim ya da din adına sadece Kur'an'ı kaynak kabul eden muvahhidlerin Allah Resulü'nü önemsiz. görme gibi bir düşünceleri olması mümkün değildir.
Bu muvahhid Müslümanlara çirkin ve alçakça bir iftiradır. Allah Resulü'nü önemsiz görmek, onu takdir etmemek, gereken değeri vermemek mümin olana yakışmaz.
Dolayısıyla, bizim dert ve davamız Allah Resulü'nün üzerinden ortaya atılmış olan uydurmalardan dinimizi kurtarmak ve din adına sadece Kur'ana uymaktır.
Allah'ın muradı budur.
Allah Resulü'ne gösterilecek en büyük saygı ve sevgi, ondan bize miras kalan Allah'ın kitabı olan Kuran'ı takip etmektir.
İşte o zaman gerçek anlamda dini yalnız Allah'a has kılar ve Allah Resulü'nün gerçek yolunu takip etmiş oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder