24 Ağustos 2016 Çarşamba

MİSYONER ( 2. YAZI )

25 Haziran 2016 Cumartesi, 04:03 UTC+03
MİSYONER ( 2. YAZI ) Misyonerler çocuk iken hizmete alınırlar. Yerine getirecekleri göreve göre ilim, ahlak ve fikir bakımından yetiştirilirler.Şöyle ki: İngiliz misyonerlik Cemiyeti her yıl bütün Rüştiye Mektebi öğrencilerinin zekilerinden Tabii (doğal) olarak babalarının rızasını almak suretiyle --ihtiyaca göre, 30-40 öğrenci seçerek himayesine alır. Onları yeteneklerine göre üçer beşer ayırarak kendilerince gerekli görülen dünyanın çeşitli bölgelerine dağıtılırlar. Mesela, ikisini Türkiye'ye üçünü Nijerya'ya ve Sudan'a dördünü Hindistan'a üçünü Tibet'e, beşini Rusya'ya vb serpiştiriverirler.Bu çocuklar o memleketlerdeki büyükelçilik veya konsolosluklara emanet edilirler. Bütün İngiliz sefaret ve konsolosluklarında misyonerlik Cemiyeti'nin mükemmel bir talimatı vardır. İşte bu talimata göre çocuklar büyütülür, okutulur, öğretilir ve yetiştirilir. Ben ve arkadaşım Herbert on yaşındayken misyoner Cemiyeti tarafından İstanbul'a gönderilmiş idik. Doğruca sefarethanemize gittik. Elçi Beni Sefarat kavası Cihangir'de oturan Ali Ağa'ya teslim etti ve şöylece tenbihatta bulundu:- Ali ağa, Bu çocuğun adı ibrahim'dir ve senin oğlundur.Herkese öyle söyleyeceksin. Aylık olarak sana 10 lira vereceğiz. Bu para ile bu çocuğu mahallenizin mektebinde okutacaksın ve tıpkı kendi sulbünden meydana gelmiş çocuğun gibi yedirecek içirecek ve giydireceksin.Âdetiniz nasılsa öyle terbiye edeceksin. Ayda bir kere geceleyin sefarethaneye getirip bana göstereceksin, dedi. Kavas Ali Ağa'da Kolumdan tutarak beni evine götürdü ve eşi Gülsüm Hanım'a teslim ederek: İşte sana Evlat getirdim, bunu büyüteceksin' dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder