18 Mayıs 2016 Çarşamba, 04:52 UTC+03
ALEVİLİK (6. YAZI ) Belirtmek gerekir ki, on altıncı yüzyıldan önce söylenmiş Alevi nefeslerinde Ali, Hasan, Hüseyin, Kerbela isimlerine pek rastlanmaz. On dördüncü yüzyılda yaşamış ünlü Alevi bilgesi ve ozanı Yunus Emre'nin Divanı Buna en güzel örnektir. Yunus Emre, Hz Ali, Ehlibeyt, Kerbela sözcüklerini şiirlerine almamıştır. Yunus Emre'nin nefeslerinde Onun bir ışık insanı olduğu birçok yerde vurgulanmıştır." oruç namaz, gusül, Hac hicaptır aşklara. Aşk ondan Munehhez Halis heves içinde. Ey Aşıklar, Ey Aşıklar Işık mezhebi dindir bana"" Dört kitabın manasını, okudum hasıl ettim, Işığa gelince gördüm, bir uzun hece imiş" Alevi Sözcüğü on altıncı yüzyılın son çeyreğinden sonra kullanılmaya başlandı. Bu sözcük son derece bilinçli bir seçimdi." Işık taifesi hükmedenlerin gözünde "kâfirlerden de kötü bir taife idi" bu isimden süratle kurtulmak gerekiyordu. Tam bu noktada Alevi sözü imdada yetişti. Alevi Sözcüğü, Işık tarifesinin kadimdeki adıydı ve Işık insanı anlamında idi.Asıl önemlisi Alevi sözcüğü ile İslam'ın dördüncü halifesi Hz Ali'nin adı arasında büyük bir Ses benzerliği vardı. Bu ses benzerliğinin arkasına sığınmak ve böylece ardı arkası gelmeyen baskılardan korunmak, hem dahice bir fikir hem de çaresizliğin bir sonucu oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder