31 Ağustos 2016 Çarşamba

ALEVİLİK ( 7. YAZI ) İNANÇ TEMELLERİNE GÖRE ALEVİLİK VE İSLAM :

18 Mayıs 2016 Çarşamba, 05:27 UTC+03
ALEVİLİK ( 7. YAZI ) İNANÇ TEMELLERİNE GÖRE ALEVİLİK VE İSLAM : 400 yılı aşkın bir süredir Aleviliği İslam'ın bir mezhebi gibi gösterme çabaları hem Müslümanların, hem de Alevilerin içinden pek çok taraftar bulmuştur. Alevilerin kendilerini, İslam dininin bir parçası gibi gösterme çabalarının altında güvenlik sorunu yatarken, Müslümanların Alevileri kendine bağlama çabaları ise geniş bir asimilasyon ve eritme politikalarının bir sonucudur. Alevi inanışının İslam'ın bir mezhebi olmadığı, kuşkusuz sadece Alevi deyiminin dilbilimsel yapısı ve etimolojisi çözümlenerek kanıtlanamaz. Bu yönde asıl ve önemli Kanıt, iki inanışın temellerinin karşılaştırılması ile ortaya çıkar. Alevilik ve İslam, karşılıklı olarak ele alındığında görülecektir ki, dinlerin en temel noktaları olan Yaratanın tanımı, Ölümden Sonrası, insanın yaratılışı ve birçok konuda bu iki din neredeyse birbirine zıt inanışlar içerisindedir. YARATANIN TANIMI : Aleviler İslam'ın temeli olan bir yaratan ve yaratılanlar olduğu inancına katılmazlar. Alevi inancında yaratan ve yaratılan birdir. Yaratılmışların bütünü, Yaratanın kendisidir.Vahdeti vücut (Varlığın birliği) olarak da ifade edilen bu Alevi inanışını, İslam'ın kalıplarına sığdırmak mümkün değildir. ÖLÜMDEN SONRA : İslam Dininin Allah'a iman'dan sonra olmazsa olmaz Bir diğer temel esası olan, öldükten sonra dirilme, hesap, Cennet ve Cehennem inancı, Aleviliğin Özünde yoktur. Alevilik'te "devriyeye"ye İnanılır. Devriye inanışında kısaca, öldükten sonra çeşitli biçimlerde yeryüzünde (tenasuh) tekrar vücut bulunacağına ve yeryüzüne bu geliş gidişlerin insanı Kamil (olgun insan) oluncaya kadar ruh göçünün süreceğine ve olgunlaşan insanın bu aşamada geldiği kaynağa geri dönerek yaratan ile bütünleşeceğine İnanılır. "Devriye" yani "Tenasüh" veya "Ruhların göçü" İslam'ın hiçbir zaman kabul etmeyeceği bir inanıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder