8 Haziran 2016 Çarşamba, 19:22 UTC+03
RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR (79. YAZI ) VAHHABİLİK İTHAMI : SAİD NURSİ DİYOR Kİ " Risale'i Nur'un Üstadı ve Risale'i Nur'a Celcelutiye kasidesinde rumuzlu işareti ile pek çok alakadar gösteren ve benim hakaik-i imaniye de hususi üstadın imamı Ali'dir. (radıyallahu anh) , ve " kul lâ es-elukum aleyhi ecran illelmeveddete fil kurbâ" Ayetinin nassıyla ehlibeytin muhabbeti, Risale'i Nur'da ve mesleğimizde bir esastır. Vehhabilik damarı hiçbir cihetle Nur'un hakikî şakitlerinde olmamak lazım geliyor.,,,,,, İşte şimdi gizli münafıklar, vahhabilik damarıyla, en ziyade İslamiyeti ve hakaik-i kur'aniyeyi muhafazaya memur ve mükellef olan bir kısım hocaları elde edip ehli hakikatı alevilikle itham etmekte birbiri aleyhine istimal ederek dehşetli bir darbeyi İslamiyet'e vurmaya çalışanlar meydanda geziyorlar. Sen de bir parçasını mektubunda yazıyorsun, Hatta sende biliyorsun, benim ve risale-i Nur'un aleyhinde istimal edilen en tesirli vasıtayı hocalardan bulmuşlar. Şimdi haremeyn-i şerifeyne hükmeden Vahhabiler ve meşhur, dehşetli dâhilerden İbni Teymiye ve İbni kayyım el Cevziyyenin pek acip cazibedar eserleri, İstanbul'da, Çoktan beri hocaların eline geçmesiyle, hususen evliyalar aleyhinde ve bir derece bid'alara müsaadekar meşreplerini kendilerine perde yapmak isteyen bid'alara bulaşmış bir kısım hocalar sizin, muhabbeti Âli Beyt'ten gelen ve şimdi izharı lazım olmayan ictihadınızı vesile ederek, hem sana hem Nur şakirdlerine darbe vurabilirler.( Emirdağ Lahikası 193 yirmiyedinci mektuptan Aziz Muhterem kardeşim tarihçe-i hayat 475 )ÜÇÜNCÜ ESAS : Vahabilerin Azim imamlarından acip dehaları Taşıyan meşhur İbni Teymiye ve İbni kayyım el Cevziyye gibi zatlar Muhittin'i Arabi(ks) gibi Azim evliyaya karşı fazla hücum ettikleri ve güya mezhebi ehl-i sünneti Şia'lara karşı Hz Ebubekir'in (Radıyallahu anh ) Hz Ali'den (radıyallahu anh)efdaliyetini müdafaa ediyorum diyerek Hazreti Ali'nin (Radıyallahu anh ) kıymetini düşürüyorlar. Harika faziletlerini âdileştiriyorlar. Muhittin'i Arabi ( ks)gibi çok evliyayı inkar ve tekfir ediyorlar. Hem vahhabiler kendilerini Ahmed İbni hanbel mezhebinde saydıkları için Ahmed İbni hanbel Hazretleri 1 milyon hadisin hafızı ve ravisi ve şiddetli olan Hanbeli mezhebini reisi,,,,,,,," CEVAP : Şimdi Yukarıdaki yalan, iftira, hezeyan ve cehaletin hangisine cevap verelim. Dünyada hiçbir eserde yalan ve cehalet Risale'i Nur külliyatındaki kadar yoğunlukta bir araya gelmemiştir.1) Muhittin'i Arabi, hulul inancına sahip bir batıni müşrik olduğunu Ömer Nasuhi Bilmen merhum şu şekilde Açıklıyor. "Muhyiddini Arabi'ye gelince onun bir kısım sözleri vardır ki, bunlar dini mikyasa ( ölçüye) muhaliftir. Bunların bir kısmı sahibinin fıskını, diğer bir kısmı da iman dairesinden büsbütün çıkmasını mültelzimdir. Muhittin'in kitaplarında bahusus Fususü Hikeminde bu gibi birçok sözlere tesadüf olunuyor. Firavun'un imanına, cehennem azabının adem-i devamına kail bulunuyor. Abide mabudiyet, mahluka halikiyet sıfatını izafe ediyor. Bütün ecza-i kainata birer hıssai uluhiyet ( ilahlık payesi) ayırarak onlara karşı yapılacak ibadetlerin Allah'a ibadet olacağını iddia ediyor. Daha birçok sözleri var ki, hiçbir vechile tevcih ve te'vili Kabil bulunmamakta, eğer bu sözlerde bütün dini esaslara, lisan kanunlarına muhalif olmalarına rağmen, tevil edilirse artık cihanda batıl hiçbir söz kalmamak ve hiçbir batıl akide bulunmamak icabeder. Bunun neticesinde sözler maksatlara, hakikatlar dalalet hıssasından mahrum kalır. Hasılı bu sözler sarihtir, bunları te'vile çalışmak zaittir, bunlar bir vecd ve sekir(Sarhoşluk ) halinde söylenmiş sözler de değildir. Çünkü, kitaplarda yazılmış, bunların ibkasına (ebedi olarak kalmalarına)kailleri(sahipleri ) tarafından çalışılmıştır. Bu sözler masum halkın temiz akidelerini bozuyor, bir kısım kimselerin ilhada (küfre,şirke) sevk ediyor, evâmir (Allah'ın emirlerine )ve nevahiye (Allah'ın haram kıldıklarına) itaat kalmıyor, kendilerinde birer rububiyet (Rab'lık ) hıssası (Payı) görerek birer firavun kesiliyorlar. Bu hal ise hem Ferdin, hem Cemiyetin saadetine, intizamına muhaliftir. Bir "Vahdeti Vücut" sözüdür- birtakım lisanlarda devaran edip duruyor, daha ilimlerin mebadisi'nden(en basitinden ) haberdar olmayan nice gafiller, işittikleri bu sözün tesiriyle ne muzlim ( karanlık) çukurlara yuvarlanıp gidiyorlar. İşte fusustaki sözlerin bir kısmı sahibinin bu mehlekelere ( itikadi felaketlere) duçar olduğunu göstermektedir"( Bilmen, Büyük tefsir tarihi 2 507- 512)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder