16 Mayıs 2016 Pazartesi, 22:43 UTC+03
ALEVİLİK (1. YAZI ) Aleviliğin uzun tarihi boyunca, Alevi insanına ait sırlar, Alevi din adamları tarafından sıkı sıkıya korunup inanışın esasları, sadece bu sırrı elde etmek için belli bir eğitimden geçen ve üstün algılama düzeyine ulaşan bireylere(Ozan, Şair) aktarıldı. Bu yönüyle Alevilik, geçmişte ve günümüzde de bir "gizli inanış" olagelmiştir. Öte yandan başka dinlerin hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşama zorunluluğu ve Alevilerin bu coğrafyada kendilerini açık ve net olarak ifade edememeleri, aleviliğe "gizli toplum" denebilecek bir kapalı toplum hüviyeti kazandırmıştır. Bin yıllar boyu "gizli toplum" ve "gizli inanış" ( hulul) olarak yaşamanın sonucunda bugün Alevilik, Alevi terimi ve Alevi teolojisinin sağlıklı bir bakış açısına kavuşturulması yönünde problemle yaşamaktadır. Bu problemlerin en başta geleni, Aleviliğin İslam coğrafyası(Irkçı Emevi Abbasi imalatı Ehli sünnet anlayışı ) içindeki talihsiz macerasından kendisine kalan mirastır. Bu mirasın en önemli parçası de Alevi sözünün üzerindeki yanlış anlamdır. Bu yanlış anlam ve tanımlama, gizli bir inanış olan Aleviliği, sağlam bir zemine oturtmak isteyen araştırmacılar ve kendi inanışının temellerine ulaşmak isteyen Alevilerin önüne çıkan ilk engeldir. Bu engel, Alevileri ve Alevi araştırmacıları sürekli yanlış mecralara sürüklemektedir. Alevi Sözcüğü tüm ansiklopedilerde ve sözlüklerde tekrarlanan yaygın fakat son derece yanlış anlamı ile, Hz Ali'ye ve ehlibeyti sevenlere ve onun yolunda gidenlere verilen ad olarak kabul edildiğinden (Şimdiye kadar hep böyle yorumlanmıştır) Alevi araştırmacılar da en başında bir çıkmaza saplanıp kalmaktadırlar. Aleviliğin baskın İslam coğrafyasında güvenlik sorunu yüzünden yaşadığı karanlık dönemlerde, varlığını sürdürebilmek için bürünmek zorunda kaldığı ve değişik kisveler sonunda Aleviliğin tanımı olarak sunulabilecek kadar Aleviliğin üzerine sinmiştir. Bugün Aleviliğin üzerine sinmiş bu görüntüleri Aleviliğin kendisi olarak algılayan ve buradan hareketle Alevi teolojisini ortaya koymaya ve Alevi tarihini yazmaya kalkanların doğruyu bulmaları ve "Alevi tarihini ve Alevi Dinini " doğru bir perspektife kavuşturmak yönünde bir katkı sağlamaları mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder