29 Ağustos 2016 Pazartesi

ALEVİLİK ( 15. YAZI )

31 Mayıs 2016 Salı, 09:57 UTC+03
ALEVİLİK ( 15. YAZI ) Alevilik'te evliya kültü ve evliyanın ruhundan medet dileme inancı da Allah -Evren- insan bütünleşmesinin ve özelde insanın tanrısallığının en çarpıcı dışa vurumudur. insanın tanrısallığına inanan Aleviler "insanı Kâmil" yüceltmesi ile erenleri, evliyaları kutsal ve Tanrısal kabul edip ruhlarından medet dilemekte ve bu maksatla türbelerde çeşitli ritüeller icra etmektedirler.En başta "Medet Ya Muhammed, Medet Ya Ali, Medet Ya Hüseyin" nidalarında görülen tanrısal insan unsuru, İslami inanç açısından tümüyle şirk kabul edilmektedir. Türbe ziyaretleri, türbelere yüz sürme, eşiğe niyaz etme, erenlerin ruhundan yardım isteme, onlar için kurban kesme, mum yakıp dua etme ve diğer ritüeller Kur'ani itikat gereği İslam'ın Allah'a Ortak koşma olarak gördüğü ve bunu yapanların müşrik kabul ettiği unsurlardır. Alevilerde Allah inancı ve özellikle evliya kültü büyük ölçüde İslam öncesi Alevi ve Türk inanışlarında yer alan "atalar ruhuna tazim" inancından gelmektedir. İslami inanışa göre yaratan- yaratılan ayırımının reddedilmesi şirktir ve her şirk aynı zamanda küfürdür, kâfirliktir. Alevi inancı yaratan- yaratılan ayrımını reddettiği için İslam'a göre din dışıdır. Hz Ali'nin Tanrısallığı da İslam'ın asla kabul etmeyeceği bir inanıştır. Bu inanış İslam'a göre Hazreti Ali'nin ilahlaştırılmasıdır. "Aleviler Hz Ali'ye tapıyor" sözünün ardında yatan yanılsamanın kaynağı, Hz Ali'nin ve onun şahsında insanın uluhiyeti ve itikadıdır. O halde ilahiyatçılar ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Alevi ve Sünni birlikteliğine vurgu yapmak için kullanılan "Allahımız bir" söylemi düpedüz yalandır. Alevilerle Sünnilerin Allah inancı arasında dağlar kadar fark vardır. Bu farklılığın inkar edilip " Allahımız bir" denilmesi, Aleviliğin asimile edilmesi amacına matuftur. Alevi ve kızılbaşların Allah'a, Kurani ve İslami teolojide olduğu şekliye inanmalarını istemek alevilikten vazgeçmelerini istemektir. Her inancın kendisi dışındaki inançları tekfir etmesi bir ölçüde doğal görülebilir. Ancak asimilasyon amacıyla bu konuda takiye yapılması asla kabul edilemez. Her inanç mensubu o inancın teolojik çerçevesi dahilinde inancında hürdür. Bir başka ifadeyle herkesin imanı da Küfrü de kendinedir. Hangi inanç olursa olsun, herkes inancını hiç bir zorlama ve gizleme zorunda kalmadan yaşamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder