28 Mayıs 2016 Cumartesi, 20:01 UTC+03
MANEVİ MERTEBELER ( 2. YAZI ) RESÜL(ELÇİ )ÜN VE NEBİ'NİN MAKAM VE MERTEBESİ Kur'an, Resulün görevinin sadece tebliğ olduğunu bildirir. Nübüvvet unvan, Risalet Allah tarafından Nebiye yüklenen bir görevdir. Resülluk, tüm Nebilerin yaptığı (yapmaya mecbur olduğu ) bir misyondur. Aslında "Resul " kavramı, hem "Elçi "hemde "Elçin'in tebliğ ettiği şey " anlamında kullanılmamaktadır. ( Bakara 89,101) Bu iki ayeti kerime'ye göre, kitap ve Resul aynı anlama gelmektedir. Resul (Elçi ) Allah'ın kitabına davet eden, onu okuyan, gelen vahyi tebliğ eden kişidir. Allah'ın kitabı elçinin diliyle hayat bulur. Elçiler, sadece kendilerine gelen kitabı tebliğ ettiğine göre, onların gelmesi, risaletin gelmesi demektir. Tüm Nebiler Allah'tan aldıkları Vahyi tebliğ ederken Resul olurlar.Yani vahyi Resul olarak Tebrik ederler. Aksi halde kendilerine yüklenen Risalet görevini yapmamış olurlar. Resulün makam ve mertebesi Vahiy kadar önemlidir.Resul olmazsa vahiy de olmaz. Resulün görevi Allah'tan aldığı Vahyi tebliğ etmektir. Onun başka bir görevi yoktur. Kur'anı Resulden, Resulü Kur'an'dan ayırmak mümkün değildir. Arkadaşlar! Kur'an'a göre Muhammed (Aleyhisselam) kırk yaşından vefat ettiği ana kadar Nebi, Allah'ın ayetlerini tebliğ ederken Resul idi.Bir başka ifadeyle söylersek o sürekli olarak Nebi ama Vahiy tebliğ ederken Resüldu. Kur'an, Nebiye değil (ayeti tebliğ eden) Resule itaati emretmektedir. Resul ile nebi arasındaki bu muhteşem fark, her iki kelimede" peygamber" diye tercüme edildiğinden, bu şekilde algılandığından görülmemiştir. Din konusunda ihtilafların temel nedeni bu yanlış nebi- rasul algısıdır. Kur'an'daki nebi- resül farkı anlaşılırsa temel ihtilafların tümü ortadan kalkacaktır. Muhammed( Aleyhisselam) Allah'ın ayetlerini tebliğ ederken Resul, bunun haricindeki tüm zamanlarda ise Nebidir.Onun Nebilik ünvanı sürekli ve kesintisizdir. Ama Resülluk görevi aralıklıdır. Allah'tan vahiy almak Nebi olmak için gereklidir. Ama yeterli değildir. Nebi olmak için aldığı Vahiy tebliğ etmekle görevlendirilmiş olmak gerekir. Yani Nebi olan bir zatın Risalet görevini (Resulüğü ) üstlenmesi gerekir." Nebilik misakına " göre bu olmazsa olmaz bir şarttır. Aksi halde nebi- resul olmaz. Mesela İsa Aleyhisselam ve Musa Aleyhisselam'ın Anneleri Allah'tan vahiy aldılar,ama Nebi -Resul olmadılar. Çünkü onlara Resülluk vazifesi (aldıkları Vahyi tebliğ etme görevi )verilmedi. KUR'AN NEBİYE DEĞİL RESULE İTAATİ EMRETMEKTEDİR : Kur'an'da Resüle itaatin gerekliliğini ortaya koyan onlarca ayete karşılık Nebiye itaati emreden bir ayet mevcut değildir. Yani Kuran,Nebiye değil, Allah'ı temsil eden Resule itaati emretmektedir. Resule itaat Emre'den Kur'an Nebi'nin de Mü'minler için çok değerli olduğunu bildirmekte ve Nebiye saygıyı öğütlemektedir( ama Nebiye itaati emretmemektedir)NEDEN NEBİYE DEĞİL DE RESULE İTAAT :Çünkü Resul Allah'ı temsil eder. Resüle itaat eden Allah'ın ayetlerine(Allah'a) itaat etmiş olur. Kur'an'ın, Nebiye değil de resule itaati emretmesinin nedenleri şu maddelerle özetlenebilir.1) Resul, Allah'ın ayetlerini tebliğ ettiğinden Allah'ı temsil eder.2)Bu nedenle Resule itaat eden Allah'ın kitabına ve dolayısıyla Allah'a itaat etmiş olur. 3) Resule itaat etmek, Resul ile birlikte yaşayanlar için de onun vefatından sonra da mümkündür. Çünkü Resul'ün Allah'tan getirdiği sözler yani Kur'an koruma altındadır. 4) Nebi'nin sözleri ilahi koruma altında değildir. Bu nedenle de Nebiye itaat etmek pratikte mümkün değildir. Dolasıyla Allah Nebi'ye itaati emretmemiştir. Çünkü Allah hiç kimseye takatını aşan bir mükellefiyet yüklemez. 5) Görevi sadece ayetleri tebliğ etmek olan Resül'ün hata yapma ihtimali yoktur. Çünkü Resül ve Risalet görevi ilahi koruma altındadır. 6) Nebi'nin hata yapma ihtimali vardır ve Kur'an Nebilerin, Nebilik makamında Allah'a karşı yaptıkları bir çok hatayı bildirmektedir. (DEVAM EDECEK )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder