2 Haziran 2016 Perşembe, 13:02 UTC+03
HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? ( 75. YAZI )
Şia ve Ehli sünnetin( Diyanet işleri başkanlığı, Tarikatlar, cemaatler, mezhepler ) din adına ortaya koydukları haram, helal, mübah, sünnet, vacip, farz, müstehap, mekruh ve sevap gibi uygulamaları sıralamak için kitaplar dolusu bilgi oluşturmuşlardır. Ben Suudi Arabistan'da diğer İslam ülkelerinden gelip sünnet adı altında öyle uygulamaları yapanları müşahade ettim ki hayretler içerisinde kalırsınız. Ehli sünnetin hadis kaynakları olan Buhari, Müslim, Ebu Davud, nesai, İbni mace, Tirmizi ve diğer 14 kaynakta bulunan Sözüm Ona hadis adı altında oluşturulan bir hayatı, Risale'i Nur ve tarikatların gerekli kıldığı kuralları yapmak nasıl bir çekilmez ve zor bir hayat meydana getirdiğini bir düşünün. KUR'AN özgürlüğünün büyük bir nimet olduğunun farkında olun. İşte İslam alemindeki cinnetler, cinayetler, intiharlar, psikolojik hastalıklar, bunalımlar,vahşet, cehalet, taklitçilik, inanç ve fikir özgürlüğünün olmaması hep bu yasakçı ve kuralcı yaşam tarzından kaynaklanmaktadır. Daha önceki yazılarımızda ele aldığımız uydurma hadislerden oluşturulan zor hayat örnekleri ilahların ve evliyaların şirk dinindeki kuralların ve ibadetlerin yüzde biri bile değildir. Bu örnekler bile Kur'an'ın Ortaya koymuş olduğu hayat dolu dine kıyasla mezheplerin dininin ne kadar zor, karmaşık ve yaşanmaz bir sistem olduğunu göstermektedir. Bu izahların hepsi ve yüz katını Ehli sünnetin ve Şia'nın kaynaklarında bulabilirsiniz.Yani burada size hayali bir bilgi sunuyor değiliz. Bu uydurma dinin izahlarının ve ibadetlerinin eksiği bir hayli çoktur, kitapevlerinde satılan eserlerin yüzde doksan dokuzu aldatma, rant elde etme ve Kur'an'dan uzaklaştırma amacı gütmektedir. Yazdıklarımızın fazlası ve abartısı yoktur.Şia ve Ehli Sünnetin (Diyanetin, Mezheplerin, tarikatların ve cemaatlerin) sunduğu bir ibadet hayatı insanı bunalıma, intihara, hastalıklara ve yok olmaya mahkum eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder