17 Haziran 2022 Cuma
"POSTACI" SÖZÜ (1.YAZI)Gelenekçiler, mezhepçiler, ataların dinine tapan mukallitler yani kısacası müşrikler, Kur'an ehli muvahhidlere karşı ellerinde doyurucu bir delil olmayınca, önce iftira olan bir sözcük ortaya attılar.Sonra da muvahhid müminleri bu uydurma ve son derece yalan olan "POSTACI" sözcüğü ile itham etmeye başladılar.Kur'an ehli muvahhidler, Allah Resulü'nü hiç bir zaman "postacı" olarak görmezler. Bu onlara karşı yapılmış çirkin bir iftiradır.Aslında Kur'an''ı bağlam ve bütünlüğü içinde, bir sistem olarak bilmeyenler gerçek anlamda Allah Resüllerinin nasıl bir değere sahip olduklarını bilemezler.Dolayısıyla Allah Resulü ile birlikte diğer Elçilerin makam ve mertebesini de ıskalamış olurlar.Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed ( Aleyhimusselam) ı ve diğer Resülleri de gerçek anlamda hiçbir zaman kavrayamazlar.Yani tam manasıyla, eksiksiz olarak Allah'ın Elçilerini tanımak Kur'an ehli muvahhidlere özel çok önemli bir özelliktir.Çünkü muvahhidler Allah Elçilerini uydurma ve yalan rivayetlerden değil, Allah'ın apaçık ve kesin delili olan Kur'an'dan tanırlar.Şu mesele çok önemlidir.Allah'ın Elçilerini değerli kılan şey vahiy'dir.Onların Allah'ın temsilcileri olmalarıdır.Bundan dolayı yüce Allah, Kur'an'da, âyetleri ve Resülleri arasında hiçbir ayırım yapmamış elçileri yalancılıkla suçlamayı ile âyetleri yalanlamayı aynı cürüm ve büyük bir vebal olarak anmıştır.Şimdi gerçek bu kadar ortada iken, ataların dinine tapan müşriklerin Kur'an ehli muvahhidleri, Resül düşmanı olarak göstermeleri çirkin bir iftira, büyük bir yalan ve apaçık bir cehalettir. Muvahhidler, Allah Resulü'ne karşı yapılacak menfi bir sözün ve kötü bir hareketin nasıl bir netice ile sonuclanacağını çok iyi bilmektedirler. "Allah ve Resulü'nü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiş ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır"(Ahzab-57)Kur'an ehli muvahhidler Elçilere itaatin mutlak olarak Allah'a itaat, Elçilere isyan etmenin mutlak olarak Allah'a isyan olduğunu en iyi bilen Allah'ın muhlis kullarıdır.Yani şu "postacı" sözcüğünü, Allah Resulü'nü ilah ve rab konumuna sokmak, onu vahiy dışına atmak, Kur'an'dan uzaklaştırmak, sonra da keyfine ve inancına göre ona bir takım uydurma ve yalan kimlikler belirlemek tam manasıyla Allah Resulü'ne karşı iftira ve apaçık bir buhtandır.Bu "postacı" sözcüğünü uyduranlar Kur'an'ın muhkem bir şekilde koruma altına aldığı Allah Resulü'nü istismar edemeyeceklerini bildiklerinden dolayı şirk dinine göre bir Resül meydana getirdiler. Dolayısıyla Allah'ın kitabı olan Kur'an'da yüzlerce âyette anlatılan Allah elçisi ile Ehli Sünnet dini ile kadim İran inançlarının taşeronluğunu yapan Şia'nın kaynaklarındaki yalan ve uydurma rivayetlerle anlatılan "peygamber" birbirinden çok farklı kişilerdir.Bu farkları ele alacak olursak söz çok uzayacaktır.Aslında bu mesele Kur'an ehli muvahhidlere malum olan bir meseledir."POSTACI" sözcüğü, aynen Hıristiyanlar gibi, hatta onlardan daha ilerde uydurma rivayetlerle Allah Resulü'nü Kur'an'dan koparmak ve onu şirk aracı haline getirmek, vahiy ile ilişkisini kesmek sonra da bunu"Peygambere saygı, sünnete bağlılık" aldatmalarıyla ümmi halka inandırmayı amaçlayan iftiracı,şirke sapmış bulunan hurafecilerin icat ettikleri sonra da itham ve eleştiri aracı olarak kullandıkları sözcüklerden biridir.Bunlar bu aldatma ve yalanlarla evliyalarını ve efendilerinikutsamak ve yüceltmek maksadıyla Allah Resulü'nü batıl dinlerine alet ederek, başlattıkları putperest bir tapınma, batınilik şirki ve hululiyyet inancıdır.Yani dini yıkma ve islamı dejenere etme projesidir. Koruma altında olan Kur'an'la batıl inançlarına bir yol bulamayınca bu çirkin emellerini Allah Resulü'nün üzerinden gerçekleştirdiler.Oyunu büyük oynadılar, tevhid akidesini ve İslam milletini paramparça ederek arzu ve isteklerine kavuştular.Hem Kur'an'ın manasını tamamen boşaltıp bozdular.Hemde Allah Resulü'nü vahiy'den ayırarak sanal bir masal kahramanı haline getirdiler.Mezhepçi cahiller bu "postacı" söylemle, Allah Resulü'nü Kur'an gerçeğinde sadece vahyi tebliğ eden, Kur'an ile insanları uyaran,sadece Kur'an'ı anlatan ve okuyan, yalnız vahye tâbi olan, bunun dışında hiçbir yetkiye sahip olmayan Allah'ın bir temsilcisi olarak gören Kur'an ehli muvahhidlere çirkin bir iftira ile itham etmektedirler.Fakat bu Allah'ın bir kanunudur, Kur'an ehli muvahhidler tevhid akidesinden dolayı hakaret görecekler ki, Allah'ın indinde ve cennete dereceleri kat kat olsun.Yüce Allah, Elçileri ile birlikte muvahhidlere büyük bir değer veriyor."Âyetlerimiz açık açık okunduğunda, kafirlerin yüzlerinde hoşnutsuzluk sezersin.Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar.De ki: Size bundan (bu öfkenizden) daha kötüsünü bildireyim mi?Cehennem! Allah, onu kafirlere ( ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur"(Hac- 72)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder