4 Haziran 2022 Cumartesi

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(226. YAZI)Mümin Süresi 85 Âyet olup Mekke'de inmiştir.Rahman Rahim Allah'ın Adıyla1-) Hâ. Mîm. 2,3-) Bu kitap Aziz, Alim, günahı mağfiret eden, tevbeleri kabul eden, azabı şiddetli, geniş imkan (güç ve kuvvet) sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O’ndan başka ilâh yoktur, dönüş ancak O’nadır. 4-) Kâfirler olanlardan başkası, Allah’ın âyetleri hakkında mücadele etmez. Onların beldelerde (refah içinde) gezip dolaşması seni aldatmasın.(Âyet mezhep tapıcıları ile ilgilidir. Her ne zaman onlara Kur'an okunsa, atalarından kendilerine gelen rivayetleri savunur. Dinde Kur'an'ın tek kaynak olduğunu kabul etmez, beşeri yalanlarla dinlerini müdafaa eder ve hakka karşı tüm güçleriyle mücadele ederler.) 5-) Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (vahyi) engellemeye, her ümmet kendi Resul'unu almaya yeltenmişti. Hakkı yok etmek için batılla (atalarının dini olan rivayetlerle vahye karşı) mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları aldım. Cezalandırmamın nasılmış (gördüler!) 6-) Kâfirlerin ateş ashabı olduklarına dair Rabbinin sözü işte bu şekilde gerçek oldu. 7-) Arş’ı yüklenen yani onun çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler yani O’na iman ederler. Ve Müminlere istiğfar ederler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeye geniş gelmiştir. O halde tevbe eden ve senin yoluna tâbi olanları mağfiret et yani onları cehennem azabından koru! (Arşı yüklenenlerin müminlere istiğfar etmelerini şu şekilde anlamak gerekiyor.Yüce Allah müminlerden nasıl razı olmuş ve onları sevmiş ise, yağmur, su, rüzgar, fırtına, kasırga, deniz, madenler, bitkiler ve ormanlar gibi yüce Allah'ın yasaları olan melekler de lisanı halleriyle müminlere istiğfar ederler yani yüce Allah'ın bir kulu ve askeri olarak onların akılları emrinde hareket eder, onların sayesinde geniş imkanlar elde ederek medeniyet kurar, refah ve huzur içinde yaşarlar. Yüce Allah kimi severse, yerde ve göklerde yarattığı her şey de onu sever yani psikolojik bir rahatlama ve müreffeh bir hayatın içinde olur. Yüce Allah'ın müminlere destek verdiği en büyük gücü yani yasası yani meleği indirmiş olduğu vahiy'dir.Aşağıdaki âyetler, müminlerin, meleklerin (yağmur-ruzgar- fırtına- kasırga- güneş enerjisi ve diğerlerinin) lânetine değil, rahmet ve mağfiretine mazhar olduklarını göstermektedir. Yüce "Allah, iman edip salih ameller işleyenlere karşı eşyanın tümünde bir sevgi ve kabullenme meydana getirir" (Meryem-96)8-) Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, zürriyetlerinden salih olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin! 9-) Bir de onları, kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Yani bu azim bir başarıdır. 10-) Kâfir olanlara şöyle nida edilir: Allah’ın (size karşı olan) nefreti, sizin kendi nefislerinizde (vahye karşı) taşıdığınız nefretinizden elbette daha büyüktür. Zira siz (vahye) imana davet ediliyor, fakat kâfir oluyordunuz. 11-) Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler. (Âyette bulunan iki ölüm ve iki dirilmeden maksat, geçici ölüm olan uyku ve ondan dirilme (Zümer-41) dünya hayatından intikal etme olan yani gerçek ölüm ve yeniden dirilmedir. Yoksa İslam dini reenkarnasyon diye bir şeyi kabul etmez.)12-) (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Yalnız Allah'a (Kur'an'a) dâvet olunduğu zaman kâfir oluyordunuz. O’na şirk koşulunca (hemen) iman ediyordunuz. Artık hüküm, yüce ve büyük olan Allah’ındır. (Yukarıdaki âyet, rivayetlere ve mezheplere iman edenlerin nasıl bir şirk içinde olduklarını apaçık bir şekilde ortaya koyuyor.) 13-) Size âyetlerini gösteren yani sizin için gökten rızık indiren O’dur. (ön yargısız Kur'an'a) yönelenden başkası tezekkür etmez. 14-) (Ey müminler!) Kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a karşı muhlis olarak dua edin!(İhlas, dini Allah'a özel kılmak, muhlis ise, dini Allah'a özel kılan kişi demektir. Muhlis olmayanın yani dini Allah'a özel kılmayanın hiç bir ibadeti kabul olmaz. Yani rivayetlere ve mezhep ictihatlarına iman edenlerin Allah'ın indinde hiç bir değerleri yoktur. Çünkü ameller vahiy'le yani ihlâsla yani dini Allah'a özel kılmakla değer kazanırlar.) 15-) Dereceleri yükselten, Arş’ın sahibi olan Allah, kavuşma günüyle uyarmak için kullarından dilediğine emri (yasası) gereği ruhu (Kur'an'ı) indirir. (Yukarıdaki âyet Nebi'lere vahiy göndermekle ilgili olduğu için "alé men yeşêu min ibêdihi" "kullarından dilediğine" oluyor. Çünkü Resul seçimi yüce Allah'ın seçimine bağlı bir durumdur.Nahl-2 ve Şûra-52 âyetlerde de benzer mesajlar mevcuttur.)16-) O gün onlar meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk kimindir? Kahhâr olan tek Allah’ındır. 17-) Bugün her nefse kazandığının karşılığı verilir. Bugün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir. 18-) Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken kalpler ağızlara gelmiştir. (O gün) zalimler için candan bir dost ve itaat edilecek (sözü dinlenecek) bir şefaatçı yoktur. 19-) Allah, gözlerin hain bakışını yani göğüslerin gizlediğini bilir. 20-) Allah, adaletle karar verir. O’nun dununda dua ettikleri ise, hiçbir şeye karar veremezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir. (Yani Allah tek olduğu için, sözü, emri, hükmü, kararı bellidir, başı ve sonu vardır yani her şey açık ve nettir. Fakat rivayet ve mezhep şirkinin onlarca ilâh ve rableri vardır. Dolayısıyla hiçbir şey açık ve net değildir. İnançlar ve fikirler muhteliftir.)21-) Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbetinin nasıl olduğunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yerde yaptıkları eserler yönünden bunlardan daha da şiddetli idiler. Böyleyken Allah onları günahları yüzünden yakaladı. Onları Allah’ın gazabından koruyan da olmadı.(Gerçekten de, Mısır medeniyeti ve eserleri yanında Mekke bir hiçtir, sözü bile edilmez.)22-) Bunun sebebi, Resulleri kendilerine beyyinelerle geldikleri halde, kâfir oldular. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da şiddetli olandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder