7 Haziran 2022 Salı
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(229. YAZI)Fussilet Süresi 54 Âyet olup Mekke'de inmiştir.Rahman Rahim Allah'ın Adıyla1-) Hâ. Mîm. 2-) (Bu kitap) Rahmân, Rahîm olan Allah'tan indirilmiştir. 3-4) (Bu) Arapça bir Kur'an olarak âyetleri tafsil edilmiş (detaylandırılmış), bilen bir kavim için müjdeleyici ve uyarıcı olsun diye (indirilmiş) bir kitaptır. Fakat onların çoğu yüz çevirdi, artık duymazlar. 5-) Yani dediler ki: Bizi dâvet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız! 6-) (Ey Nebi!) De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahyediliyor. Artık O’na doğru istikâmet sahibi olun, O’na istiğfar edin. Müşriklere veyl olsun! 7-) Onlar zekât'a (arınmaya) gelmezler yani onlar ahirete kâfirdirler. (Yukarıdaki âyette bulunan "lê yu'tunez-zekête" ibaresi, "zekât'ı vermezler" değil, "Zekât'a (arınmaya) gelmezler" anlamına gelmektedir. Çünkü Kur'an'da bulunan bütün "zekât" kavramları "arınma" anlamında kullanılmıştır.İkincisi, müşrikler zekât verseler ne olacak, vermeseler ne olacak? Müşriklerin zekat vermesinin bir anlamı yoktur. Ama müşrik, tevbe ederek yani İslam'ı kabul ederek şirkten arınabilir.)8-) Şüphesiz iman edip yani salih ameller işleyenler için minnetsiz bir mükâfat vardır. 9-) De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratana kâfir olup O’na denk ilâhlar mı kılıyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir. 10 -) Yani O, (Allah) dört günde (evrede), yerin üstüne araziler yerleştirdi, orayı bereketlendirdi yani orada soruşturanların ihtiyaçlarına uygun olarak gıdalar takdir etti.11-) Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yere: İtaat ederek veya zorla, gelin! dedi. İkisi de "İtaat ederek geldik" dediler. 12-) Böylece onları, iki günde yedi gök olmalarına karar verdi yani her göğe emrini (görevini-işini) vahyetti. Ve biz, dünya semâsını kandillerle süsledik yani onu (tehlikelerden) koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah’ın takdiridir. 13-) Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki: İşte sizi Âd ve Semûd’un başına gelen yıldırım misâli bir yıldırımla uyarıyorum! 14-) Resüller onlara: Önlerinden ve arkalarından gelerek Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, dedikleri zaman, "Rabbimiz dileseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen şeylere kâfiriz" demişlerdi. 15-) Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere kibirlik tasladılar yani bizden daha şedit kuvvete sahip kim var? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha şedit kuvvete sahip olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimize karşı geliyorlardı. 16-) Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o alçaltıcı günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok alçaltıcıdır. Onlara yardım da edilmez. 17-) Semûd’a gelince onlara hidayeti gösterdik, ama onlar körlüğü hidayetin üzerinde sevdiler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden aşağılayıcı azabın yıldırımı onları çarptı. 18-) İman edenleri kurtardık çünkü onlar takva sahibi idiler. 19-) Allah’ın düşmanları (olan müşrikler) ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi (cehenneme doğru) sevk edilirler. 20-) Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. 21-) Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk kez de sizi o yaratmıştır. Yine O’na döndürülüyorsunuz, derler. 22-) Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. 23-) Yani bu zannınız, Rabbiniz hakkında beslediğiniz işte bu zan sizi mahvetti de husrana uğrayanlardan olarak sabahladınız.24-) Şimdi eğer sabredebilirlerse (dayanabilirlerse), zaten onların yeri ateştir. Ve eğer özür dilemek isterlerse özürleri kabul edilmeyecektir. 25-) Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Yani kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap sözü onlar için de hak olmuştur. Şüphesiz onlar hüsrana düşenlerdi. 26-) Kâfir olanlar: Bu Kur’an’ı sakın dinlemeyin, ona karşı gürültü yapın. Umulur ki galip gelirsiniz, dediler. "SAKIN KUR'AN'I DİNLEMEYİN..."Siz siz olun, atalarınızın kitaplarını bırakıp da sakın Kur'an'ı dinlemeyin! Sakın Kur'an'ı okumayın! Aslında dünya hayatı ve ahiretiniz için ondan daha önemli bir kitap yoktur. Hayat kitabıdır, içerisi rahmet ve hidayet, güzel ahlak ve öğütlerle dolu bir kitaptır Ama olsun, siz bizim gibi gariban cahillere! kanıp da sakın bu kitabı ciddiye almayın!Müşrik atalarınızdan emir var! "SAKIN KUR'AN'I DİNLEMEYİN. ONA KARŞI PROPAGANDA YAPIN. İŞTE O ZAMAN GALİP GELİRSİNİZ ! Aslında bu kitap ölü olan kalpleri dirilten, topluma hayat veren aydınlık bir kitaptır. Ama olsun, din atalarınız Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nese'i, İbni Mace, Tirmizi, Gazali, Celaleddin'i Rumi, Said Nursi'nin kitapları ondan daha değerli iken!! sakın bu kitapla vaktinizi geçirmeyin! zamanınızı telef etmeyin ! Bin dört yüz yıl önce inmiş ! İsmi Kur'an-ı Mübin, yüce Allah'ın kelamı olan bu son kitap, gerçekte tek kurtuluş reçetesi ve yol haritasıdır, ama size lazım olan bir kitap değildir!!!Siz, muhaddislerinizin, müctehidlerinizin, gavslarınızın, mehdilerinizin, on iki imamınızın sözlerine ve inançlarına tapmaya devam edin, bu kitap size gerekmiyor! bir gömlek fazla geliyor! Siz atalarınıza, heva ve hevesinize, keyfinize bakın!Mekke ve Medine’de çok rağbet görmüş olsa da! Sizin yanılmaz ve hata etmez mezhep imamlarınız ve mâsum efendileriniz varken, on dört asır önce Allah'tan indirilmiş bir kitabı ne diye okuyasınız! Siz o kadar akılsız mısınız! Dünyanın en çok satılan ama anlaşılmak için hiç okunmayan bir kitabı okumak ve anlamak sizin gibi kodamanlara yakışır mı! Ağababalarınız"sevad'ı âzam'a" "çoğunluğun yanında yer alın, çoğunluğun yolu doğrudur"demediler mi? Artık din atalarınızın sözünü dinlemeyip "Çoğunluğun Allah'a iman etmeleri şirkle beraberdir" (Yusuf-106) diyen Kur'an'a tâbi olmak size caiz olur mu? Demek ki Kur'an'ı okumaya ve anlamaya hiç gerek yok! Ama illa ki okumak istiyorsanız manasına ihtiyacınız yoktur, onun kutsal ve mukaddes metnini okumanız daha makbuldür, anlamını değil, akıllı olun, sapkın mezhep düşmanlarına zinhar kulak asmayın!.Atalarınızdan gelen ve din namına her şeyi açıklayan hadis ve tefsir kitaplarınız, fıkıh ve ilmihal kaynaklarınız mevcut iken, anlaşılması zor olan bir kitapla kafanızı karıştırmanızın âlemi var mı ? Kur'an haricinde her türlü kitab'ı okuyun, fakat Kur'an ile sakın aklınızı ve zihninizi bulandırıp zehirlemeyin! Gerçi Nebiler sadece kendilerine vahyedilene tâbi olmuş ve Resuller yalnız indirilen vahyi tebliğ etmişler ama olsun Allah'ın elçileri imam ve muctehidlerinizden daha mı değerli !!! Siz ancak âlimlerinizden gelenleri anlarsınız, Allah'ın yüce ve kutsal kitabını anlamak, onu idrak etmek mümkün değildir! Siz Allah'ı ve O'nun kitabını boş verin, din atalarınızın kitapları size yeter ve artar bile! Çünkü Allah’ın kitabına bakar ve hükümlerine uyarsanız mezhepsiz birer sapkın olur, atalarınızın dinine ihanet etmiş olursunuz! Çok dikkatli olun ve sakın "dinde Kur'an tek hüküm kaynağıdır" diyen Kur'an sapkınlarına kanmayın, onlar yeni piyasaya çıkmış çağımızın en büyük fitnesidirler. Dahası bu Kur'an sapkınları, usulü hadis ve usulü fıkıh bilmeyen zındıklardır. Siz, siz olun, din atalarınızı dinleyin! Size bir konu hakkında beş yüz âyet de getirilse, yelkenleri hemen indirmeyin. Selefi salihin olan atalarınız ne diyor, asıl ona bakın. Abdestsiz ve cunüb, hayız ve nifas hallerinde sakın Allah’ın kutsal kitabına dokunmayın, yoksa çarpılırsınız!! Aslında Kur'an hayat kitabıdır, hayatta olanlar için inmiştir, ama olsun sizin ölüleriniz yaşayanlardan daha değerlidir! Kur'an'ı ölülere okumaya devam edin! onu güzelce sarıp sarmalayın, sakın belden aşağı gelmesin, özellikle çocukların ve gençlerin ulaşamayacağı yüksek bir yere asın, güzel bir çeyiz hediyesidir haberiniz olsun, tecvidle okumayı ihmal etmeyin, okunurken ağlayın, ağlayamazsanız ağlar gibi yapın, sizden istenen en kutsal görev işte budur. Kur'an'ın anlaşılması önünde atalarınızın gürültü olarak bunca emek ve çaba ile meydana getirdikleri kaynaklara ihanet etmek reva mıdır? Onun için sakın Kur'an-ı okumayın ve anlamaya çalışmayın, haddinizi bilin!Kralların, sultanların, halifelerin ve devletlerin ihtişamlı, resmi dini dururken, üç beş garip gurabanın, fakir fukaranın hanif tevhid dini sizin klasınıza uyar mı? Sakın ha karizmanızı çizdirmeyin, atalarınızın dininden yan çizmeyin, akıllı olun!!Gerçi Allah katında hak birdir, o da hanif olan islam dinidir. Fakat siz Kur'an'ın ne dediğine bakmayın, sakın Allah'ın kitabını ciddiye almayın! Siz, bir değil, tam dört hak!! mezhebe sahipsiniz, yanlış mı söylüyoruz ? Birde cemaat ve tarikatlarınız, onlar da hak yolda size ekstra bir zenginlik kazandırmıyor mu? Sizin Kur'an'a hiçbir ihtiyacınız kalmadı, dünya hayatında ve âhirette belanızı buldunuz!!Ey Sünni ve Şii din adamları! Size tek bir soru soruyoruz."Dünyada Kur'an'dan başka, bir kitab'ı anlamak için, yanında bir kamyon eşek yükü de rivayet, sebeb-i nüzul, tefsir kitabı, hermeneutic, yorumbilim kitab'ı taşınması gereken başka bir kitap var mı?Sizin rivayetlerinize göre Osman bin Affan Kur'an'ı teksir edip dünyanın her tarafına gönderdiği zaman yanında birer eşek yükü de muktesebat kitapları mı gönderdi?Ya da biz bugün Amerikalı bir ateist dostumuza islam'ı anlatabilmek için güzel bir İngilizce meal göndersek bu yetmez mi diyeceksiniz? Yanında bir kamyonet de hadis, hermönötik, sebebi nüzul, tefsir, mezhep ilmihali kitabı mı göndermemiz gerekecek?Siz bunu böyle iddia ettiğiniz zaman Allah'ın meramını anlatmada diğer bütün yazarlardan daha başarısız olduğunu söylemiş olmuyor musunuz?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder