14 Haziran 2022 Salı

KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(235.YAZI)16-) Yoksa (Allah), yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğulları size mi ayırdı?! 17-)Onlardan biri, Rahmân’a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. 18-) (Şöyle derdi) "Süs içinde (nazik bir şekilde) yetiştirilip de tartışma bile yapamayacak olan mı ? (bana müjdeleniyor?) 19-) Onlar, Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarına şahit mi oldular ? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. 20-) Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara ibadet etmezdik. Onların bu husustpa bir bilgileri yoktur. Onlar sadece saçmalıyorlar. 21-) Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar? 22-) Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, biz de onların izinde hidayetteyiz" diyorlar. 23-) Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı şımarıkları: Atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, biz de onların izlerine iktida ediyoruz, derlerdi.24-) Ben size, (din) atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha hidayet edicisini getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeye kâfir oluyoruz. 25-) Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu? 26-) Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin ibadet ettiklerinizden beriyim. 27-) Ancak beni yoktan yaratan (Rabbim) beni hidayete iletecektir. 28-) Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler. (Yukarıdaki iki âyette, İbrahim (a.s) ın bıraktığı mirasın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.Yüce Allah'tan sonra yani Kur'an'dan sonra en önemli tevhid kahramanı, hanif dininin önderi, hidayet yolunun dev zirvesi ve iman edenlerin büyük babası olan İbrahim (a.s) ın Kur'an'daki mücadelesi olmasaydı, mezhepçi müşriklere karşı nasıl mücadele edecektik? Vahyi tebliğ görevlerinde, iman edenler için İbrahim (a.s) en önemli örnektir.(Bakara 125; Mümtehine-4) 29-) Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak yani onu açıklayan bir Resûl gelinceye kadar (dünyadan) yararlandırdım. 30-) Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir sihirdir ve biz ona kâfir oluyoruz, dediler. 31-) Yani dediler ki: Bu Kur’an iki şehirden azim bir adama indirilmeli değil miydi ? 32-) Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların mâişetlerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine musahhar olmaları için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. 33-) Şayet insanların küfürde birleşmiş tek bir ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı, Rahmân’a kâfir olanların evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten kılardık. 34-) Yani evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları (hep gümüşten yapardık). 35-) Yani (onlara çeşitli) zinetler verirdik. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin indinde muttakilere özeldir. 36-) Kim Rahmân’ın zikrine karşı (Kur'an'a) duyarsız olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. 37-) Şüphesiz bu şeytanlar onları hidayetten engellerler de onlar, kendilerinin hidayette olduklarını hesap ederler. 38-) (O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına:) Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der. 39-) Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız. 40-) (Ey Nebi!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapkınlıkta olanları hidayete sen mi ileteceksin?(Hidayete ulaşmanın tek yolu Kur'an'dır. Kur'an haricinde hiç kimse hidayet bulamaz ve hiç kimse Kur'an'dan bağımsız olarak başkasına hidayet veremez.) 41-) Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız. 42-) Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onların üzerine muktediriz. 43-) Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, (vahiy sayesinde) sırat'ı müstakim üzerindesin. (Kur'an'a sımsıkı sarılmak demek, din ve hüküm olarak ondan başka kaynak edinmemek demektir. Hadislere ve mezhep ictihatlarına iman edenler Kur'an'a iman etmemiş olurlar.) 44-) Yani o (Kur’an), sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız. (İnsanlar Kur'an'dan başka hiçbir kitaptan sorguya çekilmeyeceklerdir. Dolayısıyla akıllı insan hadis kaynaklarına iman etmeyen ve onlara itibar etmeyendir.) 45-) Senden önce gönderdiğimiz Resullerimize (vahiy'lere) sor! Rahmân’dan başka ibadet edilecek ilâhlar kılmış mıyız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder