2 Haziran 2022 Perşembe

KUR'AN'DA SALÂT(3.YAZI)Bir âyet dizisine daha bakalım."Siz kitab'ı tilavet ettiğiniz halde kendinizi unutup başkalarına erdemli olmayı mı emrediyorsunuz? Aklınızı kullanmaz mısınız! Yani sabır ve salât ile yardım dileyin. Huşu duyanlar dışında kalanlara çok ağır gelir"(Bakara- 44,45)Burada yüce Allah insanlara anlaşılır bir şekilde buyuruyor ki: Siz kitab'ı okuduğunuz halde, kitab'ın emirlerini okuduğunuz halde kendinizi unutup başkalarına erdemli olmayı tavsiye mi ediyorsunuz?Sabırla yani kitab'ın içindeki emirleri takip etmekle ona tâbi olmakla yardım dileyin""Kendilerine, "elinizi çekin yani salât'ı ikâme edin "Allah'ın emirlerini takip edin" denilen kimseleri görmedin mi? Sonra savaş onların üzerine yazılınca içlerinden bir fırka Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korkuyla insanlardan korkuyorlar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın, bizi yakın bir süreye kadar geri bıraksan olmaz mıydı?" diyorlar.(Nisa-77)Burada bir anahtar kelime görüyoruz "yazılmak" yani Allah onlara belli bir işi yapmaları için emir verdi. Dolayısıyla onlara salât'ı emretti. Onlara her ne emredildiyse, ona tâbi olmalarını emretti.Hud süresi 84- 87. âyetlere bir göz atalım.(Şuayb) dedi ki: Ey kavmim! Allah'a ibadet edin. O'ndan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın..." "Ey kavmim! Ölçüye ve tartıya adaletle vefa gösterin yani insanların mallarının değerini düşürmeyin, yeryüzünde bozgunculuk yaparak başkalarına zarar vermeyin. Kavmi ise, "ey Şuayb! Atalarımızın ibadet ettikleri şeylerden yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana salât'ın (tabi olduğun vahiy, din) mı emrediyor?" yani Şuayb, onlara ilahi emirleri getirdi. Ve kavmi ona: Senin salât'ın mı, senin tabi olduğun din mi bunu emrediyor? diyorlar. Burada anlatılan namaz değil, yani bir ritüel değildir.Burada açıkça bahsedilen, Şuayb (a.s) ın sıkı sıkıya bağlı olduğu ilahi emirlerin tümüdür.Son üç âyetimizden biri olan Şura 38. âyette: Onlar, Rablerinin dâvetine icâbet eden yani salât'ı ikâme edenlerdir. Yani (dünya) işlerini aralarında şura ile (danışarak) yapanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edenlerdir"Burada açıkça görülüyor ki Allah'ın davetine cevap demek, onun emirlerinin hepsini yakından takip etmektir. Mâide- 91. Âyet: Şeytan ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak yani Allah'ın zikrinden yani salâttan (yakın takip etmekten) sizleri alıkoymak ister" Tekrardan söylüyorum, bu âyetler bir çeşit ritüelden bahsetmiyor. Bu âyetler, Allah'ın tüm emirlerini takip etmekten yani istisnasız onlara itaat ve ittibâdan bahsediyor. Tevbe- 5. ayet: Haram aylar geçtiğinde müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün. Eğer tevbe eder yani salât'ı ikâme ederlerse yani zekâta (arınmaya)gelirlerse onların yollarını bırakın" Bu âyet, bir ritüele başlayan müşrikleri anlatmıyor. Basit bir şekilde Kur'an'da anlatılan Allah'ın emirlerine saygı duyan ve onları takip eden yani tevhid dinini kabul eden birinin durumunu anlatıyor. Evet arkadaşlar, az önce salât kelimesinin anlamının Allah'ın emirlerini yakından takip etmek olduğunu bilinciyle Kur'an'dan toplam dokuz âyete göz attık.Bu kelimenin ritüellerle hiç bir alakası yoktur. Kısaca özetlemek gerekirse, "musalli", Allah'ın emirlerini yakından takip eden vahyin tümüne itaat ve ittibâ eden kişiye denir. Ve eğer daha öncesinde bahsettiğimiz iki at analojisini kullanacaksak, bu durum aslında Kur'an'ın kendisinin lider olduğunu ve imanlı bir kişinin Allah'ın emirlerine sıkıca sarılmış, onun himayesine girmiş kişinin onu yakından takip eden musalli olduğunu gösterir. Buda demek oluyor ki bu iman eden kişi, Kur'an'ın emirlerini çiğnemediği sürece Kur'an'ı takip etmektedir. Yani musallidir. Salat kelimesinin başka âyetlerde başka anlamlarla da kullanıldığından ötürü elbette bazı sorularımız da olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder