8 Nisan 2022 Cuma
TEHECCÜD ve SALÂT'I İKÂME(36.YAZI) Kur'an'da anlamı ortaya çıkaran önemli unsurlardan biri de hiç şüphesiz zamirlerdir. Zamirler, bir sürücüye güvenli yol alabilmesini temin eden trafik işaretleri gibi, yorumcunun Kur'an'ı doğru anlamasına yardım eden kilometre taşlarıdır. Kur'an'da anlamı doğru tayin etmemize kılavuzluk eden unsurların farkına varmalı ve onların anlaşılmasını engelleyen hurafeleri bertaraf etmeliyiz. Bu yazıda bir kavramın doğru anlaşılmasına yardımcı unsurlardan biri olarak zamir ve onun mercii üzerinde duracak ve hakkın üzerini örten hurafeleri temizleyerek gerçek mahiyetini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu bağlamda ele alacağımız kavram Şia ve Ehl-i Sünnette namazla ilişkilendirilen "Teheccüd" kavramı olacaktır.Bu lafzın türediği "h-c-d" fiili geceleyin uyumak anlamına gelmektedir. Kök olarak "uyumak" anlamına gelen sözcük, "teheccüd" formuna girince zıt bir anlam kazanarak "uykudan uyanmak" anlamına geliyor. Kavram, Kur'an'da sadece bir kez olmak üzere şu âyette geçer. "Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı basıncaya kadar sâlat'ı ikame et yani fecir Kur'an'ını çünkü fecir Kur'an'ı meşhud olandır.Gecenin bir bölümünde sana özel bir nâfile olmak üzere onunla (Kur'an'la) uyan..."(İsra-78, 79) Âyette geçen "Teheccüd" Şii ve Sünni din adamları tarafından namazla ilişikilendirilerek tahrife uğramıştır. Yani Ehl-i Sünnet ve Şia'nın müfessirleri tarafından âyetin, Nebi (a.s) ın geceleyin namaz kılmasını emretmek üzere nazil olduğu iddia edilmiştir. Bu düşüncede olanlar konuyla ilgili nakledilen rivayetleri esas alırlar. Öyle ki meşhur muhaddis Buhari, sahih yalanlarında "Kitâbü't-Teheccüd" isimli bir bölüm oluşturmuş, söz konusu âyeti başa koymuş ve bu konuyla ilgili pek çok rivayeti sıralamıştır. Zemahşerî gibi, dilciliğiyle adından söz ettirmiş bir müfessir bile "teheccüd"ü, "namaz kılmak için uykuyu terk etmek" şeklinde açıklamış ve bunun beş vakitten ayrı olarak Nebi (a.s) a emredilen namaz olduğunu söylemiştir. Aslında Kur'an'la iltisaklı olan bu kavramı önceki âlimlerin namaza yormaları imanlarını rivayet zulmüne bulaştırmalarından kaynaklanmıştır. Râgıb el-İsfehânî de başlangıçta Kur'an'la ilgisini tesis ettiği lafzı her ne olduysa Taberî ve Zemahşerî gibi nihai olarak namaza bağlamıştır. O, şöyle diyor "Kur'an için kalk, bu, geceleyin namaz kılmaya teşviktir." Halbuki Hud 114 ve Tâhâ 130 âyetleri gibi, "teheccüd" Kur'an okumak, okunan Kur'an'ı tefekkür etmek, onu içselleştirmenin ve hayata taşımanın yollarını aramak maksadıyla geceleyin kalkmaktır. Yani Nebi (a.s) ın geceleyin kalkmasının sebebi kesinlikle namaz kılmak değil, Kur'an okumaktır. Söz onusu âyetteki "teheccüd"ü Kur'an'a bağlamamızın gerekçelerden biri de filolojik karine, diğeri ise bunu destekleyen başka âyetlerin mevcudiyetidir. Filolojik karine ifadesindeki "hu" zamiridir. Dilcilerin ve müfessirlerin sonradan namaz diyerek açıkladıkları "teheccüd"ü işin başında Kur'an'la ilişkilendirmeleri bu zamir dolayısıyladır. Çünkü zamir erildir yani müzekkerdir ve dişil olan yani müennes olan namaza dönmesi mümkün değildir. Burada olduğu gibi zikri geçmese de gaip zamir Kur'anla ilgilidir ve bunun âyetlerde onlarca delili vardır. Bazıları şunlardır: "... Sadece öğüt alsınlar diye onu kolaylaştırdık.(Duhan-58) "Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik (Kadir-1) Gerçekten o, takva sahipleri için bir öğüttür. (Hakka- 48) Teheccüd âyetinde bulunan" bihi" ifadesindeki gaip zamirin delaletiyle "teheccüd"ün yani geceleyin uyanmanın Kur'an'la ilgili olduğu çok açıktır.Eğer zamir salâtla ilgili olsaydı" bihi" değil, "bihe" olması gerekirdi. Mesela: "Ve'mur ehleke bissalati vastabir aleyhé" "Ehline salât'ı emret, kendin de onun üzerlerinde sabret..." (Tâhâ-132)Görüldüğü gibi söz konusu "salât" olduğu zaman fiil, "aleyhé" müennes yani dişil oluyorBuda Kur'an'ın anlamlarını tayin ederken zamir gibi yol gösterici unsurların yanı sıra diğer filolojik karinelere gereği gibi dikkat etmemiz gerektiğini göstermektedir."Teheccüd"ün Kur'an'la ilişkili olduğunu İslam vahyinin ilk döneminde nazil olan Müzzemmil süresi'ndeki şu âyetlerden de anlıyoruz: Ey bürünen! Azı dışında gecenin yarısında kalk yahut yarıdan biraz eksilt ya da yarıyı fazlalaştır. (Kalktığında da) Kur'an'ı tane tane tertil üzere oku. Elbette sana (Sorumluluğu) ağır bir söz ileteceğiz. Gerçekten gece kalkışı inşa bakımından daha verimli, okuyuş bakımından daha uygundur. (Müzzemmil 1-6) "Teheccüd" geceleyin Kur'an okumak için kalkmak demek olduğu halde gerek tefsirlerin gerekse de rivayetlerin ağırlığı ve yönlendiriciliği nedeniyle meallere de "namaz" olarak yansımıştır. Böyle olmasının sebeplerinden biri de yorumcuların rivayetlerin etkisinde kalarak kavramı namaz ekseninde tefsir etmeleri olmuştur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder