9 Nisan 2022 Cumartesi
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(180. YAZI)Mü'minûn Süresi, 118 âyet olup Mekke'de inmiştir. Rahman Rahim Allah'ın Adıyla 1-) Andolsun ki, müminler kurtuluşa ermiştir; 2-) Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; 3-) Yani onlar boş ve yararsız şeylerden yüz çevirenlerdir. 4-) Ve onlar zekât'ı (arınmayı) yerine getirenlerdir. 5-) Ve onlar ki, ferclerini koruyanlardır. 6-) Ancak eşleri veya yeminlerinde olanlar hariç. (Bunlardan) kınanmış değillerdir.(Arap toplumunda ortada kalan, yetim, korumaya muhtaç olan kız ve dul kadınlara sadece koruma amaçlı nikah kıyılırdı. Sadece himaye yani cinsel ilişki olmaksızın yapılan bir nikahtı. Âyette bundan söz ediliyor. Yoksa köle ve cariyeleri anlatıyor değildir. Bu himaye amaçlı nikah geleneği son zamanlara kadar devam etmiş, yolculuğa ve hacca gidecek olan dul ve yetim kadınlar bu nikah sayesinde koruma altına alınmış oluyordu.) 7-) Yani kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. 8-) Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler; 9-) Ve onlar ki, salâtlarını muhafaza ederler. 10-11) İşte, bunlar devamlı kalmak üzere Firdevs'e vâris olanlardır. 12-) Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık. 13-) Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik. 14-) Sonra bu nutfeyi "alaka" olarak yarattık. Bu alakayı da "mudğa" olarak yarattık. Bu "mudga"yı da kemikler olarak yarattık ve bu kemiklere de et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir yaratık olarak inşâ ettik. Yaratanların en güzeli olan Allah ne kadar mübarektir. (yaratmada sonsuz bir berekete sahiptir. ) 15-) Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz. 16-) Sonra da şüphesiz, sizler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz. (15 ve 16. âyetlere dikkatli bir şekilde bakan, kabir diye bir azabın olmadığını görecektir. Çünkü 15.âyette ölüm, 16. âyette ise, dirilişten söz ediyor. Yani ölümün hemen arkasından dirilme meydana gelecektir. Olay yat ve kalk kadar kısa olacaktır. Teneffüsün ardından ictima olacaktır. Zaman israfı diye bir şey olmayacaktır. Gece yatıyoruz, sabah bizi yaratan, terbiye eden, besleyen, büyüten, merhamet eden Rabbimizin huzurunda uyanıyoruz.) 17-) Andolsun ki biz, sizin üstünüzde yedi yollar yarattık yani yaratmaktan gafil değiliz. 18-) Ve gökten belli bir ölçüde yağmur indirip onu yerin içinde durdurduk (depoladık) yani onu gidermeye de elbete kâdiriz. 19-) Böylece onun (yağmurun) sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları inşâ ettik yani bunlardan yemeniz için daha birçok meyveler vardır. 20-) Ve Tûr-i Sînâ’da da yetişen bir ağaç daha inşâ ettik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlere katık olur. 21-) Ve hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardır. Onların karınlarında olandan size (süt) içiririz. Onlarda sizin için birçok menfaatler daha vardır ve onlardan yersiniz. 22-) Ve onların üzerinde ve gemilerde taşınırsınız. 23-) Ve andolsun ki, Nuh’u kavmine gönderdik de o: Ey kavmim! Allah’a ibadet edin. Sizin için O’ndan başka bir ilâh yoktur. Takvalı olmaz mısınız? dedi. 24-) Bunun üzerine, kavminin ileri gelen kâfirleri şöyle dediler: "Bu, sadece sizin gibi bir beşerdir. Sizin üzerinizde bir fazilet kurmak istiyor yani Allah (Resül göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekleri gönderirdi. Biz geçmişteki (din) atalarımızdan böyle bir şey duymadık."(Kur'an'da bir çok âyette geçen "mele kavramı, şirk dininin önderleri yani dinadamları anlamına gelirken "mütref" kavramı ise, devleti idare eden, halk fakirlik içinde kıvranırken kendileri refah içinde yüzen bürokratlar sınıfı anlamına gelmektedir.) 25-) "Bu, yalnızca kendisinde cinnet bulunan biridir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp gözetleyin bakalım.(ne olacak?") 26-) Nuh, Rabbim! yalanlamalarına karşı bana yardım et! dedi. 27-) Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde yani vahyimiz gereğince gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular taşmaya başlayınca her zevcten birer çift ile, daha önce kendisi aleyhinde söz verilmiş olanların dışındaki ehlini gemiye al. Ve zulmedenlere karşı da beni muhatap etmeyesin! Zira onlar boğulacaklardır. (Burada yüce Allah'ın" velé tuhâtibni fillezine zalamu" "zulmedenlere karşı beni muhatap etmeyesin" dediği, Nuh (a.s) oğludur. Bu ikaza rağmen Nuh (a.s) yüce Allah'a oğlu için yalvarmış ve çok şiddetli bir şekilde uyarı almıştır.(Hud-45,46,47)28-) Sen, yanındakilerle birlikte gemiye yerleştiğinde: "Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah’a hamdolsun" de.(Hamd, sözle, şükür, amellerle yapılan bir şeydir.) 29-) Ve de ki: Rabbim! Beni mübarek bir şekilde indir yani sen, (insanları uygun bir yere) iskân edenlerin en hayırlısısın. 30-) Andolsun ki bunda (Nuh ve kavminin başından geçenlerde) birtakım âyetler vardır yani biz (kullarımızı böyle) deneriz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder