13 Nisan 2022 Çarşamba

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(183. YAZI)Müminun Süresi 91-) Allah evlât edinmemiştir yani O’nunla beraber hiçbir ilah da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattığını sevk ve idare eder ve mutlaka onlardan biri diğerine üstünlük kurmaya çalışırdı. Allah, onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir. 92-) Allah, gaybı da şehâdeti de bilendir. O, şirk koştukları şeylerden yücedir. 93,94-)(Ey Resül!) De ki: "Rabbim! Eğer onlara yöneltilen tehdidi mutlaka bana göstereceksen; Rabbim! Bu durumda beni zalimler topluluğunun içinde kılma!" 95-) Yani onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette kadiriz. 96-) Sen, kötülüğü en güzel bir şekilde def'et. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz. 97-) Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! 98-) Yani onların yanımda hazır bulunmalarından sana sığınırım Rabbim! 99-) Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında: "Rabbim! der, beni geri gönder;" 100-) "Ta ki terkettiğim hayatta salih amel yapayım." Hayır! Bu onun ağzından çıkan (boş) bir laftan ibarettir yani onların gerisinde yeniden dirilecekleri güne kadar (süren geri dönmeye engel) bir berzah vardır. (Âyette "terkettiğim hayatta salih amel yapayım" denilmesi önemlidir. Yani insanı âhirette salih amelden başka hiçbir şey kurtaramaz.) Tefekkür, tezekkür, tefekküh, tedebbür ve aklı kullanma (taakkul) olan "hasenât" haricindeki herşey başkalarıyla ilgili "salihât" yani "ameli salih" kategorisine girer. Dolayısıyla salât dahi insanın kendisinden başkalarıyla ilgili salih ameller grubuna giren bir fiildir. Sadece tebliğ makamında olan Nebi, Resül ve muvahhid müminler gece salâtını müşriklerle mucadele ve iman edenlere tebliğ için yaparlar.Yani gece salât'ı hem "hasenât" hemde "salihât" kısmına giriyor.) 101-) Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır yani birbirlerini arayıp sormazlar. 102-) Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte bunlar kurtuluşa erenlerdir. 103-) Ve kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da nefislerini husranda bırakanlardır; (çünkü) devamlı cehennemdedirler. 104-) (Orada onların) yüzlerini ateş yalar. Öyle ki (ateşin) içinde (dehşetten dudakları gerilir de) dişleri açıkta kalır. 105-) Size âyetlerim tilâvet edilirdi de, siz onları yalanlardınız değil mi? (101.âyetten itibâren yukarıdaki âyete kadar dikkatli bir şekilde baktığımızda, âhirette ilk sorgunun "âyetlerin yalanlanması hakkında" olduğunu görüyoruz.) 106-) Derler ki: Rabbimiz! Şâkiliğimiz bize gâlip geldi; biz, bir sapkınlar topluluğu idik. 107-) Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, biz zalimiz 108-) Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Yani bana karşı artık konuşmayın! 109-) Zira kullarımdan bir fırka: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bize mağfiret et; bize merhamet et! Çünkü sen, merhametlilerin en hayırlısısın, demişlerdi. 110-) İşte siz onları maskaraya aldınız; sonunda onlar (maskaraya almanız) size zikrimi (Kur'an'ı) unutturdu yani siz onlara gülüyordunuz. 111-) Bugün ben onlara, sabrettiklerinin mükafatını verdim; onlar, başarıya erenlerdir. 112-) (Allah:) "Yerde aded olarak kaç sene kaldınız?" diye sorar. 113-) "Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Sayanlara sor" derler. 114-) Buyurur: Sadece az bir süre kaldınız; keşke siz (bunu) bilmiş olsaydınız! 115-) Sizi abes olarak yarattığımızı yani sizin bize geri döndürülmeyeceğini mi hesap ettiniz? 116-) Hak melik olan Allah, çok yücedir. O’ndan başka ilâh yoktur, O, kerim Arş’ın Rabbidir. 117-) Yani her kim Allah ile beraber diğer bir ilâha dâvet ederse, -ki bu hususla ilgili hiçbir burhanı yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin indindedir. Şurası muhakkak ki kâfirler iflah olmayacaklardır. 118-) Ve de ki: Rabbim mağfiret ve merhamet et yani sen merhametlilerin en hayırlısısın.(Müminun Süresinin Sonu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder