18 Nisan 2022 Pazartesi

SALÂT NAMAZ DEĞİLDİR. (22.YAZI) Kur'an'da olmadığı halde namaza o kadar büyük bir değer atfedilmiş ki, bir insan ne yaparsa yapsın, hangi günahı işlerse işlesin namaz kıldığı için en sonunda affedilip cennete girecektir. Hırsızlık yapacak ama namaz kıldığı için cennetlik olacak! Allah'ın kitabından başka bütün din koyuculara iman edecek yani şirk koşacak ama namaz kıldığı için cennetlik olacak! İnsanlara zulmedecek ama namaz kıldığı için cennetlik olacak! Diğer yandan; Şii ve Sünni dinine mensup olmadığından dolayı insanlık için en güzel icatlar ve buluşlar yapan bir kişi de namaz kılmadığı için cehenneme atılacak! Sanki bu dinin sahibi yüce Allah değildir de, kendi muhaddis ve müctehidleridir. Adam işinde gücünde, dürüst, meşru yollardan kazanç sağlayacak, hiç kimseye zararı olmayacak ama namaz kılmadığı için cehenneme atılacak! Adamlar yüce Allah'a din öğretmeye kalkarken hiç utanmıyorlar. Dini en tehlikeli bir silah ve ölümcül bir virüs haline getiren bu zihniyete karşı mucadele etmekten daha önemli ve kutsal bir dâvâ bulunmamaktadır. Kur'an, yüce Allah tarafından tebyin, tefsir, tasrif ve tafsil edilmiş bir mesajdır. Yani Kur'an, âyetleri mufassal olan bir kitaptır.Yani deteylandırılmış bir kitaptır. Yani dinde namaz gibi bir ritüel olsaydı, Kur'an şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde onu ortaya koyardı. Şii ve Sünni coğrafyasında bulunan insanlar, ihtiyaç duydukları ve gerekli gördükleri için değil, din adamları tarafından tahrif edilerek namaza evrilen salât âyetlerinin zoru ve uydurma rivayetlerin yalanlarına kanarak namaz kılıyorlar. Hemen hemen yüzde yüzü niçin namaz kıldıklarını ve okudukları âyetlerin bağlam ve bütünlüğünü bilmeden, alışkanlık haline getirdiklerinden ve din adamlarının korkulu vaazları yüzünden cehenneme girmemek için namaz kılarlar. Hiç kimse imansız, dinsiz, gıdasız, susuz ve havasız yaşayamaz. İnsanlar sürekli olarak bunlara ihtiyac duyarlar. Mesela: İnsan katiyyen duasız yaşayamaz, ihtiyaç ve zaafları karşısında her an yüce bir dergaha iltica etme gereği duyar. Fakat insanların büyük çoğunluğu namaz kılmaya hiç bir zaman ihtiyaç duymazlar. Namaz kılmak fikriyle kendilerini zehirlemiş olanların, "namaza ihtiyaç vardır, namaz kötülüklerden alıkor, Allah’ın emridir, şükürdür, zikirdir" gibi sözlere sakın aldanmayın.Kur'an'a baktığımızda yüce Allah'ın kullarından kendine “temiz bir imanla yani dini yalnız O'na özel kılarak salih ameller yapmak”tan başka hiçbir şey istememektedir.Şii ve Sünni din adamları derler ki, "Allah'ın bizim namazımıza ihtiyacı yoktur, bizim namaza ihtiyacımız vardır" Peki namazın size faydası oluyorsa, anladığınız dilden okumanız gerekmiyor mu? Üstelik aynı şeyleri tekrar tekrar okumanızın mantığı nedir?İşte gözlerin kör olması yada önyargılı olmak böyle bir şey. Şu soruya daha cevap vermiş değillerdir. -Namaz kılınca ne oluyor?Maalesef bu soruya mantıklı bir cevap veremiyorlar. Çünkü namaz gerçekten de maddi manevi hiç bir sorunu çözmüş değildir. Bırakın sorunları çözmeyi, fakir ve miskinlere gitmesi gereken milyonlarca lira cami ve mescitlerin halı ve mermerlerine gidip israf oluyor.Eğer camilerde Kur'an eğitim ve öğretimi yani salât olsaydı, her şey değişirdi. Yapılan bir ibadetin insanın kendisine ve çevresine faydası olması gerekiyor. Halbuki namazın insanın kendisine de, çevreye de, diğer insanlara da hiç bir faydası yoktur.Şii ve Sünni dünyasının içinde bulunduğu kaos, kargaşa, terör, vahşi örgütler, katliamlar, korku, dehşet, adaletsizlik, fakirlik ve zulüm bunun en büyük göstergesidir.Namaz şükür de olamaz. Çünkü şükür, şirk koşmama anlamına gelmektedir. Yani inanç ve ibadetlerinde insanın dini Allah'a özel kılması demektir. Halbuki siz din adamlarınızın hadis ve mezheplerine Allah'ın kitabından daha fazla değer veriyorsunuz. İnsafsız din adamları, namaz sayesinde müminlerin sırtına nasıl bir yükün bindiğini görmezler. Bir de kendileri ek olarak bir çok yük bindirirler. İman edenlerin içinde bulunduğu şartları görmezler. Bir de kendileri işleri daha da zorlartırırlar. Bu inanç ve anlayış müslümanların yaşadığı beldelerde emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda biçimlenmektedir. Uluslararası baskı sistemleri müslümanları tek bir kanala, yalnızca “sürüleştirme” kanalına sokmak istiyorlar. Gerçeği duymak, görmek, bilmek hakları her zaman bir kenara itiliyor. Müslümanları Kur'an özgürlüğünden uzak bir din anlayışıyla kendilerine itaat ettirmek istiyorlar. Çünkü Kur'an müslümanlarının Allahtan başka kimseye itaat ve kulluk etmeyeceklerini iyi biliyorlar. Şimdi siz Kur'an'ın nazarında Müslüman mısınız?Siz güzel ahlak ve teknolojide yani maddi manevi bütün toplumların gerisinde değil misiniz? Hani sizin dininiz dünyanın en mükemmel dini idi? Sizin mükemmel olan dininiz yüzyıllardan beri size hangi fazileti kazandırdı? Siz, namaz gibi anlamını bilmediğiniz ve hangi anlama geldiğini söyleyemediğiniz ritüellerin peşinde giderseniz ahlak ve teknolojide hiç bir mesafe alamazsınız.Neden bu halde olduğunuzun sorgulamasını yapmalısınız. Kötü gidişe rağmen en doğru yolda olduğunuzu hiç kimseye inandıramazsınız. Bu din ve inançla dünyanın her yerinde perişan olmaya mahkumsunuz. Sizin işinizde güzel ahlak yoktur, ticaretinizde güzel ahlakı yoktur, yönetiminizde güzel ahlak yoktur. İnsanlar ölüm pahasına dininizin hakim olduğu ülkelerden Hristiyan ülkelere kaçıyorlar.Halklarınızın vatanlarını terkederek Hristiyanların hakim olduğu ülkelere göç etmeleri utanç verici bir olay değil mi? İnsanlar "ya denizde boğulacağım ya da buradan kaçıp kurtulacağım" diyor. Yani sizin dininizden ve ahlakınızdan kurtulmak için insanlar ölüm riskini bile göze alıyor.Can alıcı soruyu tekrar soruyoruz. Namazın size olan bir tane faydasını gösterebilir misiniz? İnsanları kandırmak için sahabelerin olmayan hayatlarını ve faziletlerini bizi anlatmayın. Ömer'in adaletinden Ebubekir'in doğruluğundan size ne! Falan sahabi şöyle yaptı! falan sahibi böyle yaptı! Siz vahiy'den ve İslam'dan ne anladınız? Kur'an size ne verdi? İslam'dan nasibiniz nedir. Onu söyleyin.Sahabileri anlatmakla dininizin ne kadar güzel bir din olduğunu gösteremezsiniz. Her kim sahabenin faziletlerini anlatıyorsa, o yalancının en büyüğüdür. Hristiyan Ukrayna bir ayda bütün Hristiyanları bir araya getirdi. Bir Filistin seksen yılda sizi bir araya getirmedi. Peki namaz kılmayan Ukraynalıların, dünyanın en büyük süper gücü olan Rusya'ya karşı göstermiş olduğu sabır ve direncin binde birini Amerika'ya karşı gösterebildiniz mi? Amerika'nın postalını öptüğünüzde size özgürlük veren ritüelleriniz neredeydi? En önemlisi namazınız aranızda neden bir vahdet ve kardeşlik meydana getirmemiştir. Hristiyan Avrupa ülkelerinin sınırlarının üzerlerinde insanlar oturup yemek yerken, sizin ülkelerinizin sınırlarını on tane engel zor koruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder