5 Nisan 2022 Salı

SALÂT NAMAZ DEĞİLDİR. (18.YAZI) Emevi ve Abbasilerin kadına bakış açısı yanlıştı. Onlardan doğan çocuklar da ilk bilgiyi cahil annelerinden ninelerinden aldığından, sadece kulaktan dolma yalan-yanlış bilgilerle “Din İkame” ediliyordu. Ne öğretmen vardı, ne de eğitim ve öğretim. İşte bu karanlık cehalet içinde, salât'ın yanlış yorumlanmaması düşünülemezdi. Aksine, yanlışa yorumlanması ve hurafelerin üzerine oturtulması gayet rahat oldu. Aynen Allah Resülü gibi salât ta Kur'an'dan koparıldı.Gerçek salât sonraki nesillere namaz olarak geçti. Ağzından tükrük saçarak konuşan yobaz tiplerin uydurup derlediği rivayetler Kur'an'a baskın ve egemen kabul edildi. Onları eleştirmek ve onlara karşı gelmek imkânsızdı. Lâiklik (inançta serbesiyet) şöyle dursun. Güvenlik teşkilâtı bile yoktu. İşte bu şartlar altında salât'ı ikame yok oluyor, namaz kılmak mühkem hale geliyordu. Nihayet ilk yüzyılda yani Milâdi yedinci asırda muhteşem salât “namaz”ın asit havuzuna atılarak külliyen yok oldu! Artık namazı dinin direği haline getirmenin yolu açıldı. Milâdi sekizinci asırda bu inanç ve anlayış Resülün sözleri adı altında kitaplara girdi. Yani “Paralel Hadis Dini” hayata hakim oldu. Sonsuz hamd olsun ki, Kur'an’ın metni yani bağlam ve bütünlüğü yani hikmeti bu büyük sapmayı açığa çıkardı.Salât'ı ikâme etmekle ilgili âyetleri okuyunca, bu sapmayı açık olarak bize bildiriyorlar. Yeter ki âyetlere önyargısız yaklaşılsın. Paralel uydurma şirk dinine karşı gelmede en onurlu pay hiç şüphesiz Kur'an'a aittir. Kur'an gibi bir güç ve dayanak olmasaydı bu zor görevin başarıya ulaşması mümkün değildi. Şimdi Allah da, Resulü de, müminler de, mazlumlar da, sömürülenler de, yaşlılarımız da, çocuklarımız da, torunlarımız da ve İslâma geçmeyi planlayan yeryüzü insanlığı da muhteşem eğitim ve öğretim olan salât'ı diriltip yerine koyacak muvahhid kahramanları beklemektedir. İftira ve batıl dinin hegemonyasına son vermek ve ablukasını kaldırmak için Kur'an sınırsız gücüyle bize yardım etmektedir. Bayraklaştırdığımız salât'ı tüm halkların görmesi, işimizi kolaylaştıracaktır. Davamızdan emin olmalıyız yani susturulamaz ve durdurulamaz olmalıyız.Eğitim ve öğretim yerine çocuklarımıza namaz kılmayı öğretirken, Batılılar çocuklarına aklı kullanmayı, bilimi ve dayanışmayı öğretiyorlardı. Bizim çocuklar büyüdüğünde bilimsel gelişmeleri ve sosyal kurumların işlemesini onlardan öğreniyorlardı. Niçin kanunlarımız ve yönetmeliklerimiz batıdan alındı?Çünkü onlar akıllarını eğitim, öğrenim, dayanışma ve geliştirmeye yoruyorlarlardı.Biz ise taharetin nasıl yapılacağını, namazın nasıl kılınacağıyla ilgili külliyatlar oluşturuyorduk.Mesela: Bu hadis kaynaklarıyla evrensel bir ahlaka ve insani bir anlayışa sahip olmak mümkün olur mu? Risâle'i Nur Külliyatı veye Tarikat inancıyla yetişen bir gençlik, insanlık adına hayırlı ve faziletli bir hizmet üretebilir mi? Bir Avrupalıların eski kütüphanelerine bakın, bir de bizim kütüphanelerimize bakın, kimler hangi konularla ilgilenmiş görün. Evet gerçekten, namaz ritüeli salât ibadetine büyük bir darbe vurmuştur. Emevi ve Abbasi ırkçılığı İslam dininin altına kimyasal bir bomba yerleştirdi. Bin yıldan beri bombanın yarattığı tahribattan kurtulamıyoruz. Çok küçük bir operasyon gibi görünüyor.Ama bu operasyon ümmetin bin yılını mahvetti. Ne yaptı? Hanif dinin en önemli emri ve ibadeti yani zihinsel destek olan okuma yani Kur'an'ın eğitim ve öğretimini devreden çıkardı.Onun yerine getirdi namazı koydu. Dolayısıyla Kur'an'ın en önemli emir ve ilkelerinden biri olan Kur'an'ın anlaşılması "namaz kılmakla" yok edilmiştir. Salât yok edilince bu ümmet yıkıldı gitti. İslam ümmetine namaz yolu ile oynanan oyunu bu halk fark etmek zorundadır. Fark etmedikçe katiyen iflah olmayacaktır. Hüseyin Atay hoca elli yıldan beri söylüyor. "Namaz bu ümmetleri mahvetmek için kullanıldı, namazı milletin başına bela ettiler" diye. Salât olmadan yani eğitim ve öğretim olmadan yani okumadan yani Kur'an'ı bilmeden din de olmaz, iman da olmaz, İslam da olmaz, ibadet olmaz, takva da olmaz, ihlas da olmaz, ihsan (güzel ahlak) da olmaz, şuur da olmaz. Eğer bu millet boynundan zinciri atıp kanatlanacaksa bu yalan ve iftira dinden kurtulması gerekir. Millet bu dinden kurtulmadıkça rahat yüzü göremez. Cumhuriyet ve demokrasi olmazsa, bu dinin bağlıları en basit bir hurafe için birbirlerini katlederler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder