15 Nisan 2022 Cuma
SALÂT NAMAZ DEĞİLDİR. (21.YAZI) Son vahyin tarihinde yani Nebi (a.s) dan kısa bir süre sonra Allah ve Resulü’nün yapmamızı istediği "salât” namaz gibi tuhaf bir ritüele makas değiştirdi. Şii ve Sünni din adamları da hakkın değil, batıl olanın peşine takıldılar. Çünkü onlar için önemli olan Allah'ın kitabı değil, beşeri yalanlardı. Bunun da sebebi; “Âyetleri anlamak için rivayetleri bilmek gerekir” inancına sahip olmaları idi. Halbuki âyetleri doğru anlamak için rivayetlere değil, temiz bir vicdana, güzel bir ahlaka, kullanılan bir akla ihtiyaç vardı. Akıl ikliminden çıkarılan Kur'an, din adamlarının dünyalık metaına yani sömürü aracına ve müzik güftesine dönüştü.İnanan insanların en başta aldatıldığı en büyük yalanlardan biri de, “Namaz kılanlar cennete girerler, namaz dinin direğidir” söylemidir. Acaba bu sözlerin Kur'an'la bir bağlantısı var mı? Halbuki Kur'an'a baktığımızda; arınmış bir iman yani hanif İslam, yani ihlas (dini Allah'a özel kılma), yani güzel ahlak yani salih amel işleyen herkesin cennete gireceğini görebiliriz. Salât'ı tahrif ederek ve konuyu amacından saptırarak namaz kılanın cennetlik olduğuna delil olarak bulabildikleri tek âyet şudur. “Cennetlikler sakar'da olanlara sorarlar: “sizi cehenneme sokan nedir?” “Biz musallin’lerden değildik: Yani yoksulu doyurmazdık yani batıla dalanlarla beraber biz de dalardık (âyetleri umursamazdık), yani din gününü yalanlardık. Nihayet ölüm bize gelinceye kadar!” (Müddessir- 42/47)Aslında “musallin'lerden değildik” ifadesini “Destek olanlardan” değildik anlamına geldiğini sonradan gelen âyetler gösteriyorlar. "lem nekü minel- musallin" "destek olanlardan değildik" (Müddessir-43) yerine “namaz kılanlardan” veya “ibadet edenlerden değildik" çevirisi koymak tam bir cehalettir. Çünkü ilgili âyetten hemen sonra gelen âyet "musallin" in hangi anlama geldiğini gösteriyor. "velem nekü nut'imul-miskin"yani miskinlere yedirmezdik, onları doyurmazdık" (Müddessir-44)Mesela: "musallin'e" “İbadet edenler” diye meal verenler burada "namaz kılmanın" olamayacağını, bunun tüm ibadetleri kapsayacağı görüşündeler. “Niye tek namaz olsun ki?” diyorlar. Biz de onlara soruyoruz: İyi de ibadet anlamında olsaydı, yüce Allah “İbadet” derdi, niçin "musallin" buyursun?Şimdi “namaz kılanların” inanç, fikir, hayat, ahlak ve amellerine bir göz atalım. Bunların büyük çoğunluğunun Kur'an'dan zerre kadar haberleri yoktur.Şii ve Sünni din adamları rivayet ve ictihadlara tapar.Siyasal dinciler tamamen devletin imkanlarına kilitlenmiş durumdalar, Kur'an umurlarında değil, inanç ve fikir bakımından fetö'den hiçbir farkları bulunmuyor.Tarikat ve cemaatlerde tam bir kula kulluk yani Ebu Cehil'e rahmet okuttaracak bir şirk ve ahlaksızlık hakimdir. Yani şimdi namaz kılan İşid, Boko Haram, Taliban, El-kaide, Fetö, Hizbullah gibi örgütler mi cennete gidecekler? Dolayısıyla sizin iddianıza göre dünyayı cehenneme çevirmenin mukafatı cennettir, öyle mi? Şimdi namazın dincilere kazandırdığı inancı görelim. "Beş yüz tane âyet getirseler, eğer selefin (din atalarımızın) onayından geçmiyorsa, biz buna bid'at hükmü vermekte tereddüt etmemeliyiz" (Ebubekir Sifil)"Buhari'de gök aşağı, yer yukarıdır" yazsa, benim için bitmiştir. Benim için artık gök yer, yerde göktür.Taş sıvı su katıdır" derim.(Nurettin Yıldız) "Kur'an'a uymuyor diye sahih bir hadisi reddeden kâfirdir, Müslüman değildir"( Mehmet Emin Işık)"Oynama Buhari ile, oynama Müslim ile, Buhari çökerse İslam çöker, Müslim çökerse İslam çöker"(İhsan Şenocak) Bizde deriz ki, Kur'an'dan haberi olmayanların İslam dininden zerre kadar nasipleri olmaz. Namaz kılan yalan söylüyor, kılmayan doğru söylüyor. Bunların dininde güzel ahlak sahibi olmak mümkün değildir.Bunların inandıkları kitaplarda yani uydurulmuş paralel dinde şöyle hadisler vardır. "Günde beş vakit namaz kılana o günkü her günahına kefarettir" Böyle bir dinde ahlaklı olunmaz. Sadece beş vakit namaz değil, günahlarına kefaret için cuma hadisleri de var.Cuma günü öyle bir an var ki, kişinin duası o ana denk gelirse bütün günahları bağışlanır. Cuma da olmazsa, sırada Ramazan vardır. Hadis şöyledir."Kim Ramazan'ı tam bir imanla ve hesapla tutarsa, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.Yani günlük günahları affeden namaz, haftalık günahları bağışlayan cuma, yıllık günahları silen Ramazan, Hac, Umre, Arafat, kutsal geceler, Nebilerin, âlimlerin, şehitlerin, hafızların şefaati gibi bir sürü imansız rivayetler mevcuttur.Böyle iman edilen bir dinden ahlak çıkmaz. Bu din insanlık adına bir bela ve ölümcül bir hastalıktır.Son vahyin tarihine baktığımızda namazın insanlara hiçbirşey şey kazandırmadığını açık olarak görüyoruz. Kiliselerde İsa (a.s) ın ikonlarını, resimlerini veya heykellerini sokmakla, Nebi (a.s) ın hırkasını, saç veya sakalını sokmak arasında Kur'an'ın İslam'ı açısından bir fark var mı? Kur'an'ın ifadesiyle İslam hakkın dinidir. Kur'an hak dinin kitabıdır. Şia ve Ehl-i Sünnetin yaşadıkları din ise, kralların ve sultanların, imparatorların ve padişahların dinidir. İşte temel zıtlık burada yatıyor.Şia ve Ehl-i Sünnet dünyası yirmi dört saat Allah'a ve Resul'üne yani Kur'an'a ihanet ediyor yani suç işliyorlar. İsa (a.s) a "Allah'ın oğludur" diyenler saygı ve sevgiden başka ne düşünüyorlardı?Yani niyetleri iyiydi. İsa (Aleyhisselam) rastgele bir insan mıydı? Allah Resüllerinin içinde babasız olması ve Allah'ın kelimesi olarak çok büyük meziyeti ve önemli bir farkı vardır.Kur'an, İsa (a.s) a "Allah'ın oğludur" demeyi şirk sayıyor.Ve bunu söyleyenleri yerden yere vuruyor. Bunu iyi niyetten dolayı söyleyenlerin müşrik olduklarını ortaya koyuyor.Şimdi Şia ve Ehl-i Sünnetin din adamlarının inanç ve söylemlerine bir bakalım. "Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım, kâinat onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı, kâinatın efendisi" Bunları ümmetin kafasına sokanların hepsi kafir ve müşriktir.Bu inanç ve söylemlerin hepsi şirk ve küfür ifadelerdir. Allah Resulünün üzerinde bir makam ve mertebe var mı. Siz "Allah'ın Resulü" ifadesinin neresini beğenmiyorsunuz? Resüllere Allah'ın vermediği payeleri vermeye hakkınız var mıdır? Siz kimsiniz? Siz Allah Resul'ünün ahlakına layık bir ümmet olamadınız da, onu şirkle yüceltmeye kalkmakla mı ona layık olmaya çalışıyorsunuz? Üstün meziyetlere sahip olan İsa Aleyhisselam hakkında Kur'an şöyle buyuruyor."Ne Mesih ve ne de Allah'a yakın Melekler Allah'ın kul olmaktan çekinir. O'na kulluktan çekinip kibirlenen kimselerin hepsini Allah yakında huzuruna toplayacaktır" (Nisa-172)En iyisi siz bu hanif ve muazzez dini bırakın da gidin başka bir yere kapaklanın. Orada ne melanetler içleyecekseniz işleyin. Kur'an'ın ve İslam'ın üzerinden rant devşirmeye doymadınız mı? Uydurma ve iftira dinden iki yüz metreye bir cami yapmayı öğrenmişler. Bellemişler bir kaç rekat yat kalk. Birisi çıkıp, Allah rızası için sadece Kur'an'a davet edip, vahiy'le uyarı yaptığı zaman, "vay sen camiden, ezandan rahatsız mı oluyorsun, senin cami ve ezanla derdin ne?Size soruyoruz, Kur'an mescitten rahatsız mı oluyor? İnsan haklarına ve hanif dine zarar veren mescitleri lanetliyor.Ve Nebi (a.s) a "Bu mescitlerde ebediyen durma, oraya sakın girme" diyor.(Tevbe-107,108)Eğer mescitlerde namaz değil de, salât'ı ikame etme icra edilseydi, bugün Şii ve Sünni coğrafyasının hepsi yüce Allahın kitabını öğtenmiş dolayısıyla bir çok sorun çözülmüş olurdu. İlâhiyât Prof'larının bile Kur'an cahili olduğu bir toplum olmazdı. Yüz elli bin personeli bulunan Diyanet İşleri Başkanlığında ve ilâhiyât fakültelerinde acaba kaç tane öğretim görevlisi Kur'an'ı biliyor?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder