22 Ağustos 2016 Pazartesi

MUHAMMED ( ALEYHİSSELAM ) A SALAVAT GETİRMEK VAR MI? ( 6. YAZI )

MUHAMMED ( ALEYHİSSELAM ) A SALAVAT GETİRMEK VAR MI? ( 6. YAZI ) Kur'an-ı Mübin de Allah'ın öğrettiği,Allah elçilerinin ve Salih kulların yaptığı onlarca dua, tesbih,zikir hamd şekilleri mevcuttur. Allah Resulü (Aleyhisselam) dahil bütün elçiler ancak Kur'an'ı Mübin ile tanınır. "Salat"da son Nebi'nin Tevhid akidesini, Nübüvvet makam ve mertebesini korumak ile alakalıdır. Salavat dirilerle ilgili bir eylemdir. Ölülerle hiçbir alakası olamaz.Kur'an-ı Mübin de Allah elçilerinin isimlerinin, "İbrahim, Musa, Muhammed, Yakup, İsa,Musa şeklinde mahalleden arkadaşmış gibi" alabildiğine tek ve yalın kullanılması çok ilginçtir.Acaba Elçi isimleri Kur'an'da neden yalın geçiyor? Hatta Kur'an bir çok ayette Mekke müşriklerine hitap ederken Resülüllah için "Arkadaşınız "ibaresini kullanması olağanüstü bir ahlak gösterisidir.Gerçekten Kur'an'da bilinçli bir kullanım ve büyük bir mesaj var gibidir. Oysa uydurma ve iftira Emevi Ehli sünnet ile Şia dinlerinde kainatın efendisi, ( Kainatın efendisi Allah'tır) Mafhari mevcudat, Server'i Fahri Alem, muhbiri sadık,( muhbiri sadık sadece Allah'tır) gibi bir dizi uydurulmuş ünvan ve lakaplar sıralanmadan özellikle de 'sallallahu aleyhi ve sellem' demeden Nebi'nin ismini anmak saygısızlık sayılıyor. Padişahların adı anıldığında "Devletlü,haşmetlu, azametlu, halife-i ruyi zemin, Efendimiz, kulunuz, köleniz" Şeyhler anıldığı zaman "kaddesallahu sırrahu lâliye" gibi manası bilinmeyen, hurafe unvanlar uydurulmuştur. Oysa Kur'an, Allah elçilerinin isimlerini anarken çarpıcı bir sadelikle "İbrahim, Musa, Süleyman, Davut, Muhammed,İsa şeklinde anarak bu yapmacık, yalan, cafcaflı unvan ve İmaj edebiyatına son vermiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder