( 2.YAZI)
Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Kendisine Rabb'inin âyetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır!
Biz onların kalplerine Kur'an'ı anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarında sağırlık verdik.
Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir"
(Kehf, 57)
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri Kur'an'ı teberrük edilen, ölü kitabı olmaktan çıkarıp hakkıyla okunan ve anlaşılan bir kitap olduğunu anlamak zorundadır.
Kur'an kulak verilmesi gereken bir kitaptır.
Kuru kuruya tapılması gereken bir "fetiş" değildir.
Kur'an eğer anlamsız bir zikir kitabı, ahiret için okunan bir sevap kitabı ya da ölmüşlerin ruhuna hediye edilmek için okunan, dokunulmaz,
bir "kutsal" değil de bir hayat ve şuur, aydınlanma ve adalet kitabı olarak okunursa insana uyanma ve direniş hissi,
hareket kabiliyeti, izzet, rahmet ve bilinç bahşedecektir.
Böylece iman gücü zulme, zillete ve cehalete karşı bir kudrete, bir baş kaldırışa bir isyana dönüşür.
Ama maalesef geçmişte olduğu gibi, Kur'an bugün cehaletin ve düzenbazların elinde bir rant ve menfaat aracı, uğurlu ve teberrük edilen bir nesne olmuştur.
"Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanları açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bu emri kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştirdiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü oldu"
( Âli İmran,187)
Tıpkı dün Emevi zulüm ve istibdadının mızraklarının ucunda sömürü ve nifak vesilesi olduğu gibi.
Ben şuna hayret ediyorum!
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri Kur'an'a karşı gelmede, ona saldırı yapmada, onunla alay etmede, onu rant yapmada, onun gerçeklerini gizlemede, kulak ardı etmede nasıl bir İcma ve İttifak içine girdiler.
Rahmân ve Rahim olan Allah indirmiş olduğu ilk vahiy'den son vahiy olan Kur'an'a kadar elçilerden sonra gelen ilim adamları bu emrin tam tersini icra ettiler.
Allah "Onu yalanlamayın buyurdu" yalanladılar, onun gerçeklerini gizlemeyin" buyurdu,
gerçekleri gizlemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
"Ona ihanet etmeyin" buyurdu her türlü ihaneti gösterdiler.
Yani anlayacağınız kadim vahyin sahipleri gibi Şia ve Ehli Sünnet âlimlerinde Kur'an ilmi ve hikmeti, rahmet ve ahlakı namına hiçbir güzellik bulunmamaktadır.
Şia ve Ehli Sünnet dininin âlimleri vahye ihanet edince bütün güzelliklerini ve değerlerini kaybettiler.
Şia Ehli sünnet âlimleri hakkıyla Kur'an'a iman etmedikleriden dolayı Allah Kur'an'ın anlaşılmasını onlara imkansız kılmıştır.
Yani anlayacağınız, Şia ve Ehli Sünnet âlimlerine Kur'an'ın hidayet ve rahmet kapıları sonuna kadar kapanmıştır.
"Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz
Allah onları doğru yola iletmez ve onlar için elem verici bir azap vardır.
Allah'ın ayetlerine inanmayanlar ancak yalan uydurur. işte onlar yalancıların kendileridir"
( Nahl, 104, 105)
(Son)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder