KUR'AN'A GÖRE İKİ BATIL DİN:
ŞİİLİK VE SÜNNİLİK
(16.YAZI)
15.yazımda "Şia ve Ehli Sünnet âlimlerinin "Nebi" ile "Resul'ün" arasında bulunan farkları bilmediklerinden Kur'an'da geçen bütün "Resul" kavramlarına "hadis" ve "sünnet" anlamı yüklemişlerdir"
Yani uydurma hadislerin "Resul'ü" temsil ettiklerini sanmışlardır"demiştim.
MESELA,
Şu yazıya bir bakalım.
"Hadis ve Sünnet, fıkhi yönden olduğu kadar İslam kültür tarihi açısından da son derece önemlidir.
Hadis malzemesi ve bunları bir araya getiren muazzam hadis külliyatı, sahihiyle, zayıfıyla ve hatta uydurma olanıyla İslam toplumunun dini, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişiminin takip edilmesi açısından son derece zengin bir kaynak oluşturmaktadır.
Bu kaynak,
İslam'dan önce ve sonraki dönemlerde yaşayanların örf,
adet, kültür ve folklorik özelliklerinin yanı sıra, onların başka dinden toplumlarla olan ilişkilerine açıklık getirme bakımından da oldukça büyük bir öneme sahiptir.
Hadis ve Sünnet, İslami ilimlere delil, dayanak ve malzeme sağlama açısından en büyük kaynaktır.
Çünkü bu ilimler hem ilgilendikleri alanlar hem de üzerinde tartıştıkları meseleler bakımından bu ikiliye(hadisler- sünnet) son derece muhtaçtırlar.
Bu yüzden hadis ilmi, İslami kültür tarihini araştırmak isteyenler için de başvurulması gereken en önemli referanstır"
( Hadis ve Sünnet anlayışımız, Ay Yayıncılık Mayıs 2017, s.14, Prof.Dr Kadir Gürler)
Bir kaç haftadan beri Şia ve Ehli Sünnet'in kaynaklarını ve bu kaynaklar ile ilgili yazılmış olan önemli eserleri araştırıyorum.
Şiilik ve sünnilik denildiğinde Kur'an diye bir kaynaktan söz edilmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Yani Şia ve Ehli Sünnet muhaddis ve âlimleri hiçbir zaman Kur'an ilimlerine itibar etmemişlerdir.
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri hadisleri ve hadislerden çıkan fıkhi kaideleri din için yeterli kaynaklar olarak görmüşlerdir.
Yani Şia ve Ehli Sünnet âlimlerinin yanında Allah Resulü adına İftira edilmiş hadisleri ve bu hadislerden çıkan hükümleri din olarak kabul edilmiştir.
Dolayısıyla Şia ve Ehli Sünnet âlimleri uydurma kaynaklarını din için yeterli gördüklerinden artık dinin tek kaynağı olan Allah'ın kitabına gitme gereği görmemişlerdir.
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri Kur'an'a iman etmedikleri için hidayetin yolu onlara ebediyen kapalı kalmıştır.
İşte bu yüzden Şia ve Ehli Sünnet'in inanç ve amellerinde Kur'an'dan başka kerkesin bir görüş ve fikrinin bulunmasına karşı, sadece Kur'an'ın inanç ve hükmüne müracaat etmeyi gerekli görmemişlerdir.
Şiilik ve Sünnilik tam olarak batıl ve şirk konumunda olan iki din olduklarından asla şüphe yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder