(15.YAZI)
ÖRNEK 81:
ÂLİ İmran suresi" Hiçbir beşerin, Allah'ın kendisine kitap, hikmet ve Nübüvvet vermesinden sonra (kalkıp) insanlara:
Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir.
Bilakis (şöyle demesi gerekir) okutmakta ve öğretmekte olduğunuz kitap uyarınca Rabbe halis Kullar olunuz"
ÂLİ İmran 79. âyetinde bulunan "tuallimunel kitébe) "öğretmekte olduğunuz kitap uyarınca" kelimesini,
Ebu Amir "te'lemune" "bilmiş olduğunuz kitap uyarınca" olarak okumuştur.
ÖRNEK 82:
ÂLİ İmran suresi "Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir"
115. âyetinde bulunan "vemé yef'alu min hayrin felen yükferuhu" kelimelerini, Ebu Amir "vemé tef'alu min hayrin felen tükferühu" "yaptığınız hiçbir hayır karşılıksız bırakmayacaktır" olarak okumuştur.
ÖRNEK 83:
ÂLİ İmran suresi "Nice Nebi'ler vardı ki, beraberinde birçok
Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar
Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik göstermediler, boyun eğmediler, Allah sabredenleri sever"
146. âyetinde bulunan "kâtele" "savaştılar" kelimesini, Ebu Amir "kutile" öldürüldüler" olarak okumuştur.
ÖRNEK 84:
Enfal suresi
"Onlara (düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve cihad için savunma gücü hazırlayın, onunla
Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınız ve onlardan başka sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği düşmanları korkutursunuz,,,"
60. ayetinde bulunan "turhibune" "korkutursunuz" kelimesini,
Ebu Amir "yurhibune" "korkuturlar" olarak okumuştur.
Bu okuyuşta savunma gücünün ne kadar caydırıcı olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Yani o hazırlayacağınız savunma gücü sayesinde düşmanlarınızı korkutmuş olursunuz.
ÖRNEK 85:
Tevbe Suresi
"Binasına Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır.
Yoksa yapısını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi?
Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez" 109. âyetinde bulunan "essese" "kuran, bina eden" kelimesini,
Nâfi "üssise" "(Allah) tarafından kurulan, bina edilen" olarak okumuştur.
ÖRNEK 86:
Tevbe suresi "Haram ayları) ertelemek, sadece kefillikte İleri gitmektir. Çünkü onunla, kafir olanlar saptırılır" 37. ayetinde bulunan "yudallu" "saptırılır" kelimesini, Nâfi "yudillu" "saptırır" olarak okumuştur.
O zaman âyet şöyle olur.
(Haram ayları) ertelemek, sadece kafirlikte İleri gitmektir. Çünkü kafir olanlar onunla saptırırlar,,,"
Bu okuyuş âyetin bütününe daha uygun düşüyor.
ÖRNEK 87: Âli İmran suresi
"Allah, kendilerine kitap verilenlerden (âlimlerden) "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız,
onu gizlemiyeceksiniz" diyerek söz almıştı" 187. âyetinde bulunan "letubeyyinunnehu" "onu açıklayacaksınız" ile "velé tektümünehu" "onu gizlemiyeceksiniz"
kelimelerini, Nâfi "leyubeyyinunnehu" onu açıklayacaklarına" ile "velé yektümünehu" "onu gizlemiyeceklerine" diyerek söz almıştır" olarak okumuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder