12 Nisan 2018 Perşembe

KUR'AN'IN "RESÜL" ANLAMINDA KULLANILDIĞI ÂYETLER
(20. YAZI)
"Kendilerini azabının geleceği, bu yüzden zalimlerin
 "Ey Rabb'imiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine icabet edelim ve elçilere tabii olalım diyecekleri gün hakkında insanları uyar"
(İbrahim, 44)
 Yukarıdaki ayet vahiy ile Elçin'in misyonunun  aynı şey olduğunu çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor.
 Demek oluyor ki, elçinin tek  görevi insanları Allah'ın emirleri olan vahye davet etmektir.
 Dolayısiyle Elçi vefat ettikten sonra Kur'an ehli  muvahhidler sadece vahiy ile insanları hidayete davet edeceklerdir.
 Çünkü vahiy'den başka hidayete ulaştıracak  hiçbir kaynak yoktur. İşte iddiamızın en büyük kanıtları
 ( Ey Resul! )De ki:
Eğer Haktan saparam, kendi aleyhime sapmış olurum (sapmam kendi nefsimdendir)
Eğer hidayeti bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği Kur'an sayesindedir" Şüphesiz O,  işitendir, yakın olandır"
 (Sebe, 50)
 "De ki: Allah'a şirk koştuklarınızdan (Nebi, evliya, Şeyh, Gavs) hakka iletecek olan var mı? De ki:
Hakka yalnız Allah iletir. Öyleyse hakka  ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı?
Size ne oluyor? Nasıl böyle (ahmakça) hükmediyorsunuz?"
(Yunus, 35)
(Müşriklerden ayrılan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana hidayet'in yolunu gösterecektir, dedi"
( Saffat, 99)
"İşte bu Kuran, kendisiyle uyarılsınlar,  Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye  insanlara gönderilmiş bir bildiridir"
( İbrahim, 52)
Kur'an'a inanmış muvahhidler  kendileriyle alay edilmekten ve yalanlanmaktan ümitsizliğe düşmemeleri gerekir.
 Çünkü yalanlanmayan  ve alay edilmeyen elçi  gelmemiştir.
 "Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik.
Onlara bir elçi  gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi. İşte böylece biz onu (Şirk ve küfrü) suçluların  kalplerine sokarız.
Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala Kur'an'a İnanmıyorlar"
(Hicr, 10, 11, 12, 13)
"Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar"
(En'am, 33)
"Andolsun ki senden önceki elçilerde yalanlanmıştı.
Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti.
Allah'ın kanunlarını değiştirebilecek hiç kimse yoktur. Muhakkak ki elçilerin haberlerinden bazısı sana da geldi"
(En'am, 34)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder