HAYIRLARIN ANAHTARI, AKLIN İBADETİ
TEFEKKÜR (13. YAZI)
ÇOK ÖNEMLİ BİR TEMSİL ( 2)
MAĞARANIN AĞZINDA:
Soyut düşünce alemini maddesel alemden farklı ve yüksek
bir düzey olarak anlatan mağara istiaresi, tefekkür dilinin herkesin
vakıf olabileceği bir dil olmadığını da açık olarak ortaya koymaktadır.
Şimdi ortalığı kaplayan cehaletten ötürü meşhur olmuş bir eseri bu mağara,
o esere mahkum olanları da bu karanlık mağaranın tavanına zincirlerle asılmış yüzleri duvara dönük insanlar kabul edelim.
Dışarıya çıkıp hakikatları gören ve keşfeden birinin gelip duvarda asılı olanlara bunları anlatması ne ifade edecektir.
Onun dilini asla anlamayacaklardır.
Çünkü onların gerçek dünyaları mağaranın duvarına yansıyan gölgelerdir.
Platon'un mağara istiaresinde temel sorunlardan biri,
başkalarını anlama veya başkalarıyla anlaşma gibi görünür.
Yani temel bir sorun, mağaraya dönüştür. Hakikatleri kavramaya başlayan bilge, mağaraya döndüğünde heyecanla gördüklerini, kavradıklarını
yüzleri mağara duvarına dönük insanlara anlatır.
Ama diğer insanlar onunla ancak alay ederler. Zira onların gördüğü,görüp bildiği, duvardaki gölgelerden ibarettir.
Hatta bu insanlar mağaraya dönen bilge'nin akılsız olduğunu ve saçmaladığını düşünürler ve bu bilgeyi kendi düşünce dünyası içinde yalnızlığa mahkum ederler.
Bütün kavimlerin istisnasız elçilerine deli (cin çarpmış) demelerinin bundan başka hiçbir açıklaması yoktur.
İnanç ve fikir dilleri birbirinden çok farklı olduğundan ( Allah'tan gelen vahye iman eden) yenilikçilerle,
(Ataların dinine bağlı olan) gelenekçiler arasında bir anlaşma ve uzlaşmanın meydana gelmesi imkansızdır.
İşte size Allah'ın kitabından kanıtlar.
"(Ey Resulüm!) Senden önce de hangi memlekette uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları:
"Babalarımızı bir din üzerinde bulduk,
biz de onların izlerine uyarız, derler."
"Elçileri, ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem ( Yine mi bana uymazsınız? )deyince, dediler ki:
Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi(Tevhidi) inkar ediyoruz"(Zuhruf, 23, 24)
" Allah ile beraber (onun yanında, berisinde, aşağısında, sanki onun yetkisini ve gücünü kullanan, temsil eden) başka bir ilah edinmeyin"
"Zira ben size onun tarafından gelmiş apaçık bir uyarıcıyım"
" İşte böylece, onlardan öncekilere (tarih boyunca) herhangi bir Elçi geldiğinde hemen:
O bir büyücüdür veya delidir,dediler"
( Zariyat 51, 52)
" Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri:
Biz size gönderilmiş olan şeyi (Allah'ın vahdaniyyetini) inkar ediyoruz, demişlerdir "
( Sebe,34)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder