KUR'AN'DA MÜNAFIKLAR VE ALLAH RESULÜ'NÜN ARKADAŞLARI ( 1. YAZI)
Kuran'ı Mübin'in birinci süresi olan Fatiha süresinden sonra gelen Bakara suresinin ilk dört ayeti müminlerin özelliklerini anlattıktan sonra üç ayet inkârcıların özelliklerini anlatır.
Medine'de münafıklar o derece etkili bir konuma sahiptirler ki, on üç ayette de Allah itikadi münafıkları şu şekilde deşifre ediyor.
" İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde
"Allah'a ve ahiret gününe İnandık" derler Onlar kendi akıllarınca güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar"
"Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir"
"Onların kalplerinde bir hastalık vardır"
" Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elem verici bir azap vardır"
" Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman "Biz ancak ıslah edicileriz" derler"
"Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar"
"Onlara: insanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit "Biz hiç, sefihlerin ( akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!" derler"
"Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler.( veya bilmezlikten gelirler)
( Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler"
( Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla(Müminlerle) sadece alay ediyoruz derler"
"Gerçekte, Allah onlarla istihza eder ve azgınlıklarında onlara fırsat verir.
Bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar"
"İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti o satın alanlardır"
"Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir"
"Onların( münafıkların) durumu, karanlık gecede bir ateş yakan kimse misalidir"
"O Ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar İçinde bırakır, artık hiçbir şeyi görmezler"
(Ayet, münafıkların İlk Anda İslam'ın nurundan aydınlanıp müslüman olmalarını, karanlık gecede yanan meş'aleye ve ondan faydalananlara, sonra hemen küfre dönmelerini de o meşalenin sönüvermesine ve oradakilerin karanlıkta kalmalarına benzetiyor)
"Onlar sağırlar, dilsizler ve kölelerdir"
"Bu sebeple onlar(hakikata) geri dönemezler. Yahut (Onların durumu) gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve şimşekler bulunan yağmura tutulmuş kimsenin durumu gibidir"
"O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar" Halbuki Allah kafirleri çepeçevre kuşatmıştır.
"O esnada şimşek sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar"
"Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi"
"Allah şüphesiz her şeye kadirdir"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder