RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR ( 41. YAZI ) RİSALEİ NUR KÜLLİYATI VE TALEBELERİ : Dünya değişim ve dönüşüm sürecinde hızla yol alırken değişmeyen tek şey insanların akıl ve ilme bağlantılı evrensel manevi ihtiyaçları ile tek kesin delil olan Allah'ın yüce kitabı Kur'anı Mubin'dir. "Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. Onun sözlerini değiştirecek yoktur. O işitendir, her şeyi apaçık bilendir" ( En'am 115 ) Bundan dolayı, eğer Risalei Nur talebeleri kur'an'a, ilme, akla ve Kur'anın bağlam ve bütünlüğü olan hikmete doğru kesin dönüş yapmayacak olurlarsa, Risalei Nur onların üzerinde musbet etkiden çok daha fazla tahribat ve yıkıma sebep olacaktır. Özellikle Risalei Nur'un uydurma rivayetleriyle birlikte, Risalei Nur külliyatının Allah tarafından Said Nursi'ye ilham edildiği ve yazdırıldığı iftirasına inanmak bir zihin kaybı, bir cinnet, akıl ve tefekkürden hızla uzaklaşmaktir. Şunu önemle açıklamak isterim ki, eğer bu akıl almaz uydurmalar, Hz Muhammed ( as ) ın elçilik makam ve mertebesine bir hakaret, bir leke mahiyeti taşımamış olsalardı, tv'de ve radyolarda ısrarla milyonlarca insana ulaştırılmamış olsaydı, günümüz insanlarını en çok etkileyen eserler olmasalardı. Muellifinin de neredeyse hata etmez bir şahsiyet haline getirilmeseydi, Kur'anın tam bir tefsiri olarak görülmeselerdi ,bu uydurmalara cevap vermek abes ile iştigal etmek olurdu. Yani bizim Risalei Nur külliyatında bulunan Ehli sünnet ve Şia'nın hurafelerine cevap vermeye iten ana sebep, Kur'anın ve Resulullahın doğru anlaşılması, Kur'an ve Resulün aklını ve ahlakını her türlü lekeden temizleme gayretinden başka bir şey değildir. Müslümanlar akıllarını kullansın, doğruları öğrensin, hakikate önem versinler,ilmin değerini bilsinler. Ümmet sadece Allah'ın kitabına mahkum olsun, başkalarının akıl ve mantık kabul etmez hurafe ve yalanlarına teslim olmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder