19 Ekim 2016 Çarşamba

MUVAHHİD MÜ'MİNİN KUR'AN TASAVVURU:
(2.YAZI)
Muvahhid Mü'minin Kur'an âlemindeki keşif ve buluşu, kaybolmuş insanlığın  keşfedilişi ve zâyi olmuş  insani değerlerin buluşudur.
 Zira ister dün  olsun isterse bugün olsun insanlığı  kaybolmuş ve insanlığın değeri yok olmuş  dünyada hayır oktur.
 Oysa dünyanın Kur'an insanına olan ihtiyacı yeni kıtalar ve meçhul  topraklara olan ihtiyacından çok daha elzemdir.
 Muvahhidlere göre aranan ve özlenen  nesil Kur'an  müslümanlarıdır.
 Akif'in deyimiyle
"Doğrudan Kur'an'dan alarak ilhamı,
 Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı" idealini özlüyor ve bunu kendisine tam olarak dert ediniyordu.
 Zira Kur'an hakikatı  Müslüman aleminin değişmeyen sabit  hidayet, rahmet  ve  gerçeğidir.
 Onun imanı hak dairenin  sabit noktasıdır.
 Onun dışındaki her şey, kaybolan, solan, köpük aldatan, serap  gibidir.
 Başka bir ifadeyle maddi âlemde onun dışında her şey bir vehim, bir tılsım bir mecazdır.
Doğrusu Kur'an âleminde Müslüman, hakkın sırlarından bir sır, dünyanın direklerinden bir direk ve insanlığın muhtaç olduğu  hayati bir  ihtiyaçtır.
Muvahhit Müslüman yaşamaya, zafere ve yücelmeye  müstahaktır, hatta onun yaşaması ve büyümesi  bu alem  durdukça en önemli   şarttır, farzdır.
Bu yüzden muvahhid Müslümanın dünyadan kopması ve helak olması  Allah'ın izniyle asla  mümkün olmayacaktır.  
Çünkü muvahhidler, Enbiya'nın risaletlerinin  işaretidir ve onun ezanı İbrahim,  Musa, İsa ve Muhammed (Aleyhimusselâm) ın  getirdikleri hakikatın ilanıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder