MUVAHHİD MÜ'MİNİN KUR'AN TASAVVURU:
(2.YAZI)
Muvahhid Mü'minin Kur'an âlemindeki keşif ve buluşu, kaybolmuş insanlığın keşfedilişi ve zâyi olmuş insani değerlerin buluşudur.
Zira ister dün olsun isterse bugün olsun insanlığı kaybolmuş ve insanlığın değeri yok olmuş dünyada hayır oktur.
Oysa dünyanın Kur'an insanına olan ihtiyacı yeni kıtalar ve meçhul topraklara olan ihtiyacından çok daha elzemdir.
Muvahhidlere göre aranan ve özlenen nesil Kur'an müslümanlarıdır.
Akif'in deyimiyle
"Doğrudan Kur'an'dan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı" idealini özlüyor ve bunu kendisine tam olarak dert ediniyordu.
Zira Kur'an hakikatı Müslüman aleminin değişmeyen sabit hidayet, rahmet ve gerçeğidir.
Onun imanı hak dairenin sabit noktasıdır.
Onun dışındaki her şey, kaybolan, solan, köpük aldatan, serap gibidir.
Başka bir ifadeyle maddi âlemde onun dışında her şey bir vehim, bir tılsım bir mecazdır.
Doğrusu Kur'an âleminde Müslüman, hakkın sırlarından bir sır, dünyanın direklerinden bir direk ve insanlığın muhtaç olduğu hayati bir ihtiyaçtır.
Muvahhit Müslüman yaşamaya, zafere ve yücelmeye müstahaktır, hatta onun yaşaması ve büyümesi bu alem durdukça en önemli şarttır, farzdır.
Bu yüzden muvahhid Müslümanın dünyadan kopması ve helak olması Allah'ın izniyle asla mümkün olmayacaktır.
Çünkü muvahhidler, Enbiya'nın risaletlerinin işaretidir ve onun ezanı İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed (Aleyhimusselâm) ın getirdikleri hakikatın ilanıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder