14 Ekim 2016 Cuma

16 Mart 2016 Çarşamba, 21:09 UTC+02
      16 MART'TA YAZDIĞIM BİR YAZI :::::::::::::::::::::: Akıllı ilim adamı hakikatı açıklamada insanlardan çekinmez, Allah'tan korkar. Ehli sünnet ve Şia mezheplerini en çok korkutan şey kur'anı anlamaya çalışan, hürriyete aşık olan muvahhidlerdir. Çünkü Kur'anın gerçekleri tam olarak ortaya çıkarsa, bunların dinlerinin ve mezheplerinin ne kadar tehlikeli, karanlık, Ümmetin nasıl bir cehalet içinde kıvrandıği anlaşılacaktır. Bu yüzden kapıları ve gönülleri kur'an'dan başka her türlü hurafe, yalan ve uydurma rivayetlere açıktır. Bunların nazarında kur'an'dan ve Kur'an ehlinden daha tehlikeli kimse yoktur. F Gülen bundan dolayı vahiy yolcularına sapık yaftasını düşünmeden vurabiliyor. Eğer Mekke müşrikleri İlahlara ve Evliyalara tapmamış olsaydı, İslam'ın merhamet ve şefkati karşısında fazla direnemezlerdi. Çünkü aklını kullanan temiz vicdanlı dinsizlerin ilim, irfan, hürriyet, şefkat ve akıl yüklü Kur'anın mesajını görmezlikten gelmeleri mümkün değildir. Bu yüzden Şirk Kur'anda dinsizlikten daha tehlikeli görülmüştür. Şirk'in binlerce yıldan beri gelen bir gelenek, kültür, tecrübe,birikim ve sistemi mevcuttur. Şirk öyle hafife alınacak bir inanç ve din değildir.Rahman ve Rahim olan Allah Şirki hafife almamış aşağı yukarı iki bin ayette her türlü temsil ile karmaşık, karanlık ve tehlikesini gözler önüne sermiştir . Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Mace, Tirmizi, Muvatta, Kafi, Kummi, Meclisi ve diğer onlarca hadis kaynakları kur'anı dolaylı yoldan yalanlamanın adı olmuşlardır. Aslında saçma sapan, akıl ve mantığa aykırı rivayetlerin Buhari veya Kafi'de bulunmaları o kadar önemli değildir. Çünkü bu rivayetlerin uydurulduğu dönemde kur'an'dan uzak müslüman olan millet ve kabileler her türlü inanç ve geleneklerini taşıyarak beraberinde getirdiler. O günkü kaos, kargaşa ve cehalet ortamında müslüman olan herkese kur'an medeniyet ve ilmini ulaştırmak çok zor bir işti. Bundan dolayı kur'an ilmi yerine rivayet dini gelişmeye ve her tarafı sarmalayark kur'an, ilim ve akla karşı bütün kapıları kapattı. Sakın bu nasıl olur demeyin. Bugün Türkiye Cumhuriyetinde İnsanların dinlerini doğru bir şekilde öğrenmeleri için kurulan Diyanet işleri başkanlığı Kur'anın gerçeklerini tam olarak ortaya koyacağı yerde hala Emevi ve Abbasiler döneminde uydurulan Ehli sünnet mezhebinin hurafelerinde direnmektedir. Diyanet, M Kemal'in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyaneti değil. Muaviye'nin kurduğu Emevi Devletinin Diyaneti gibi hareket etmektedir. Diyanet bir türlü 1400 sene önce kurulan uydurma Emevi Abbasi imalatı hurafe dini terkedip kur'an iklimine yanaşmıyor. Diyanet şu gerçeği kavrayamıyor. İnsanın üzerinde yaratıldığı fıtrat ile kur'an ikiz kardeşlerdir. İnsanın fıtratı ile kur'an fıtratı birbirine asla yabancı değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder