16 Ekim 2016 Pazar

BİR MEZHEBE BAĞLI OLMAK ŞART MIDIR? (3.YAZI)
İslam öncesi batıl dinlerdeki din temsilcilerinin birer yedek Rab  halinde algılanması ne yazık ki, örtülü bir biçimde yüce  İslam dinine de sokulmuştur.
 Bunun göstergesi mezhepleri birer din  gibi kabul etmek ve mezhep imamlarının yanılmazlığını ve hatasız  olduklarını avam insanlara dayatmak olmuştur.
 Bu açık şirkin  iyice yerleştiği zeminlerde şu deyim şirk  illetini ele vermektedir.
"Dört hak  mezhep vardır, gerisi batıldır"
 Bu ifadede birçok hata bir araya gelmiş  durumdadır.
 Birincisi "Hak" sıfatının  içtihatlara ve mezheplere verilmesidir.
 Oysa hak kavramı, Kur'an tarafından, Allah'tan gelen şaşmaz ve değişmez doğrular anlamında kullanılmaktadır.
Allah'tan korkmaz  cahiller! Uydurduğunuz mezhep nasıl hak oluyor.
 Ayrıca dört mezhep dışında doğru bir İçtihat kabul etmemek ve bu  mezhepler dışında bütün içtihatları  reddetmek büyük bir yalan, cehalet,haddi aşmak,  gaflet ve iftiradır.
" Hak rabbinden gelendir.O halde Sakın kuşkuya düşenlerden olma" (Bakara, 147)
O halde, hiç bir mezheb,tam ve  mutlak olarak hak sıfatının  taşıyıcısı olamaz.
 Çünkü mezhep, beşeri bir kurum ve yorumdur.
 Allah'ın ve Kur'anın sıfatı olarak kullanılan bir kelimeyi  bu beşeri kurumlar için kullanmak cehaletin karanlık şeklidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder