BİR MEZHEBE BAĞLI OLMAK ŞART MIDIR? (3.YAZI)
İslam öncesi batıl dinlerdeki din temsilcilerinin birer yedek Rab halinde algılanması ne yazık ki, örtülü bir biçimde yüce İslam dinine de sokulmuştur.
Bunun göstergesi mezhepleri birer din gibi kabul etmek ve mezhep imamlarının yanılmazlığını ve hatasız olduklarını avam insanlara dayatmak olmuştur.
Bu açık şirkin iyice yerleştiği zeminlerde şu deyim şirk illetini ele vermektedir.
"Dört hak mezhep vardır, gerisi batıldır"
Bu ifadede birçok hata bir araya gelmiş durumdadır.
Birincisi "Hak" sıfatının içtihatlara ve mezheplere verilmesidir.
Oysa hak kavramı, Kur'an tarafından, Allah'tan gelen şaşmaz ve değişmez doğrular anlamında kullanılmaktadır.
Allah'tan korkmaz cahiller! Uydurduğunuz mezhep nasıl hak oluyor.
Ayrıca dört mezhep dışında doğru bir İçtihat kabul etmemek ve bu mezhepler dışında bütün içtihatları reddetmek büyük bir yalan, cehalet,haddi aşmak, gaflet ve iftiradır.
" Hak rabbinden gelendir.O halde Sakın kuşkuya düşenlerden olma" (Bakara, 147)
O halde, hiç bir mezheb,tam ve mutlak olarak hak sıfatının taşıyıcısı olamaz.
Çünkü mezhep, beşeri bir kurum ve yorumdur.
Allah'ın ve Kur'anın sıfatı olarak kullanılan bir kelimeyi bu beşeri kurumlar için kullanmak cehaletin karanlık şeklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder