13 Ekim 2016 Perşembe

HİDAYET KUR'AN'DADIR (12. YAZI)
Allah'ın Elçileri vahiy ile hidayetin yolunu gösterme hakkına sahiptir.
Fakat mutlak anlamda vahiyden bağımsız olarak insanları hidayete ulaştıramazlar.
"(Resulüm! ) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin, bilakis, Allah dileyen kimseye hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi o bilir "(Kasas, 56)
Dolayısıyla her kim sadece ve sadece vahiyden konuşursa ve vahyi  rehber edinirse, doğru yola ulaştırma başarısına sahip olabilir.
 Yani her kim Kur'an'dan konuşursa doğru söylemiş olur.
"(Bu) kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır"
 "Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın" "Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun"
 O'nu bırakıp da başka evliyaların peşlerinden gitmeyin"
 "Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz "(Araf, 2, 3,)
"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur"
 "Buna uyun"
(Başka) yollara uymayın "
" Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır"
 "İşte sakınmanız  için  Allah  size bunları emretti"(En'am, 153)
" İşte bu Kuran. bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır"
 "Buna uyun ve Allah'tan korkun ki Size merhamet edilsin"(En'am, 155)
 Özetle Yunus Suresi 35. ayette zâtıyla mühtedi olan Allah'a bağlanmanın gereği  işlenmiş ve zâtıyla  mühtedinin  dışında her türlü bağlanma reddedilmiştir.
 Meryem süresi 43. Ayetinde  İbrahim (Aleyhisselam) babasına şu şekilde seslenmektedir.
" Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi"
" Öyle ise bana uy ki,  seni dosdoğru olan  hidayetin yoluna  çıkarayım"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder