MUVAHHİD MÜ'MİNİN KUR'AN TASAVVURU:
( 4.YAZI)
Muvahhid Mü'mine göre Kur'an, hakikatı arayanların, hakikat peşinde koşanların en büyük sermayesidir.
Zira onun sinesinde hayat yatar ve hayat her şeye can ve kemal verir.
Muvahhid'in her şeye can ve kemal veren hayat kitabını okuyuşu mukallid insanların okuyuşundan farklı olmuştur.
Muvahhid Müslümanın Kur'an okuyuşunun İlâhi hitabın işitilmesi ya da vahyin kalbe inişi şeklinde kalbî ve tecrübi bir anlayışa dayandığı açıktır.
Bu tarz tecrübi te'vil metodunun, tecrübenin değişimine ve gelişimine binaen, her bir okumada metnin manasını sürekli değiştireceği ve farklı anlam seviyesi kazanacağı muhakkaktır.
Muvahhid, lafızlarıyla yetinen insanların Kur'an'ın ahenk ve musikisiyle meşgul olacağını, halbuki Allah'ın kelamının âdeta Rahman ve Rahim olan Yüce yaratandan işitiliyormuş gibi bizatihi tecrübe edilmesini arzu eder.
Muvahhid, Kur'an'a hikmet, akıl ve tefekkür ile yoğunlaşmadıkça ne Râzi ne de Keşşaf yazarının hatta hiç kimsenin Kur'anın kilidini açamayacağını bilir.
Muvahhid mü'min, Kur'an'ın sadece Müslümanların değil, insanlığın tek rehberi olduğuna iman eder.
Kur'an İlâhi kelamdan ibaret olduğu için, potansiyel olarak bütün evrensel hikmetleri ihtiva eder.
Muvahhid Müslüman, Kur'an'ın Allah'ın ilmiyle nazil olduğunu bildiği için muhteşem bir örgü ve şaşmaz bir sisteme sahip bulunduğunu yakinen kavramıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder