BİR MEZHEBE BAĞLI OLMAK ŞART MIDIR?
(12. YAZI)
Yani bütün meselelerde ve bütün hadiselerde belirli bir mezhebe tabi olmak kesinlikle şart değildir.
İnsan için, doğruluğu sabit olan âlimlerden dilediğini taklit etme ve dilediği âlimin görüşü ile amel etme hakkı vardır.
Kişinin bulunduğu görüş ve ictihattan başka bir görüş ve ictihada geçmesi kınanacak bir şey değildir.
Aksine bu hareket tarzı tefekkür, sorgulama akıl ve erdemdir.
Çünkü Allah ve onun Resulü'nün vâcib kıldığı şeyden başka bir şey vacip olmaz.
Diğer taraftan Kur'an ehli muvahhid müçtehitler, zaruret ve ihtiyaç durumunda,âlimlerin zayıf olan görüşleri ile amel etmenin caiz olduğuna karar vermişlerdir.
Nitekim bununla ilgili olan bazı misaller şöyledir.
Hakim için, zaruretten ötürü kendi ictihadından başka bir görüşe iltica etmesi, yani başka bir görüşten faydalanması caizdir.
Zaruret hallerinde fetva veren kişi zayıf görüşlerle fetva vermesi yetkisi vardır.
İnsan zayıf görüşlerle ve zayıf olan yöntem ve yollarla kendisi için amel edebilir.
Ancak şu var ki bu zayıf olan görüşlerin Kur'an ile çelişkili durumda olmaması gerekir.
Âlimin kendisinden başkası için, bu gibi zayıf göğüslerle maslahat ve kolaylık için fetva vermesi caiz olur.
Bu bir nevi fetva sorana yol gösterme,kolaylık sağlama anlamındadır.
Âlimlerin çoğunluğuna göre içtihatların ruhsatlarına tabi olmaz caizdir.
Çünkü şeriatta insanları bundan yasaklayan bir delil bulunmamaktadır.
İnsan için kendi hakkında hangi yoldan gitmek daha kolay olursa onu tercih etme hakkı vardır. Allah Resulü'nün uygulaması bu yöndedir.
DİNDE ZORLUK VE ZORLAMA YOKTUR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder