17 Ekim 2016 Pazartesi

BİR MEZHEBE BAĞLI OLMAK ŞART MIDIR?
(12. YAZI)
Yani bütün meselelerde ve bütün hadiselerde belirli bir mezhebe tabi olmak kesinlikle  şart değildir.
 İnsan için, doğruluğu  sabit olan âlimlerden  dilediğini   taklit etme ve dilediği âlimin  görüşü ile amel etme hakkı vardır.
 Kişinin bulunduğu görüş ve ictihattan  başka bir görüş ve ictihada  geçmesi kınanacak bir şey değildir.
   Aksine bu hareket tarzı  tefekkür, sorgulama  akıl ve erdemdir.
 Çünkü Allah ve  onun  Resulü'nün  vâcib kıldığı  şeyden başka bir şey vacip olmaz.
 Diğer taraftan Kur'an ehli muvahhid  müçtehitler, zaruret ve ihtiyaç  durumunda,âlimlerin   zayıf olan görüşleri ile  amel  etmenin  caiz olduğuna  karar  vermişlerdir.
Nitekim bununla ilgili olan bazı  misaller şöyledir.
 Hakim için, zaruretten ötürü kendi ictihadından  başka bir görüşe  iltica etmesi,  yani başka bir görüşten  faydalanması  caizdir.
 Zaruret  hallerinde  fetva veren kişi zayıf  görüşlerle fetva vermesi yetkisi vardır.
 İnsan zayıf  görüşlerle ve zayıf olan yöntem ve yollarla  kendisi için amel edebilir.
 Ancak şu var ki bu zayıf olan görüşlerin Kur'an ile   çelişkili  durumda olmaması gerekir.
 Âlimin kendisinden başkası için, bu gibi zayıf göğüslerle maslahat ve kolaylık için  fetva vermesi  caiz olur.
 Bu bir nevi fetva sorana yol gösterme,kolaylık sağlama  anlamındadır.
 Âlimlerin çoğunluğuna göre içtihatların  ruhsatlarına tabi olmaz caizdir.
 Çünkü şeriatta insanları bundan yasaklayan bir delil bulunmamaktadır.
 İnsan için kendi hakkında hangi yoldan gitmek daha kolay olursa onu tercih etme hakkı vardır. Allah Resulü'nün uygulaması bu yöndedir.
DİNDE ZORLUK VE  ZORLAMA YOKTUR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder