BİR MEZHEBE BAĞLI OLMAK ŞART MIDIR?
( 9. YAZI)
Bin sene önceki bir ilim adamı ile bugünkü ilim adamı arasında takva ve ihlas dışında hiçbir üstünlük bulunmamaktadır.
Hatta Kur'an'a ulaşma, Kur'an'dan faydalanma, özgürlük ve ilim bakımından bugünkü alimler daha öncekilerden daha geniş imkanlara sahiptirler.
Bugünkü alimler dünyayı daha net görmektedirler, bilgi karmaşası geçmiş devirlere göre daha azdır.
Allah Elçisi adına yalan uydurma devri çok geride kalmıştır.
Ana konumuza dönecek olursak, müçtehitlerin ve günümüz tabiriyle bilenlerin fetvaları halka göre edille-i şeriyye (dini kaynaklar,deliller) hükmündedir.
Çünkü ümmilere göre, Şer'i delillerin varlığı ile yokluğu eşit olup, onlar bu delillerden direk olarak faydalanamazlar.
Ümmilerin delillere bakma ve onlardan hüküm çıkarma yetenekleri yoktur.
( Böyle olunca) elbette ki, ümmiler kendi ihtiyarları ile keyfi amel yapmaları caiz olmaz.
Bundan dolayı Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor. "Bilmiyorsanız onu zikir (Kur'an) ehline orun"(Nahl, 43)
Dolayısıyla, mukallid ile âlim bir değildir.
Mukallidin Kur'an ehli muvahhid âlimlere sormasından başka hiçbir yolu bulunmamaktadır.
Mezheplere uymak kesinlikle Kur'an, ilim, hikmet, akıl ve tefekküre aykırı çok sakıncalı bir durumdur.
Akıllı müslüman güncel olmak zorundadır.
Müslüman 1350 sene önce uydurulan Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dininin ve kadim İran inançlarının kalıntılarına ve mezheplerine iman edemez.
Müslüman sürekli kendisini yenileyen akıl ve fikir sahibi şuurlu insandır.
Müslüman şartsız kayıtsız olarak dini hükümlerde müracaat edeceği yer Kur'an ve Kur'an ehli muvahhid âlimlerdir.
( Bilenlere sormasıdır)
Durum böyle olunca, taklit edenler için Kur'an alimleri Şârii ( Kanun koyucu) yani edille-i şeriyye makamına kaimdirler.
Çünkü mukallidin delili yoktur.
Delil olmadan da sorumluluk olmaz.
Amel etmek için delil bulunmadığı vakit sorumluluk düştüğü gibi,
fetva veren bilgili bir kimse bulunmadığı vakitte sorumluluk olmaz.
İşte böylece alimin görüşünün mukallid için geçerli bir delil olduğu sabit olmuş olur.
Her şeyin en doğrusunu bilen yalnız Cenabı haktır.
(Allah günahlarımızı bağışlasın)
Kur'an'ın dini, Mezheplerin, rivayetlerin, tarikatların ve fırkaların üzerine bulaştırdıkları kirlerden dolayı bütün güzelliklerini kaybetmiş durumdadır.
Mezhepler tarafından Dine bulaştırılan kirliliğin yoğunluğu hiç bir kurumda mevcut değildir,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder