EN BÜYÜK DÂVÂMIZ: TEVHİD'İ MİRAS OLARAK BIRAKMAK (7. YAZI)
SONUÇ OLARAK: Yüce Rabbimizin bütün Elçilerine ve biz âciz kullarına en önemli emri ve vasiyeti olan Tevhid akidesini miras bırakmak bizim için en şerefli bir görev olmalıdır.
" Göklerin ve yerin anahtarı onundur. Dilediğine rızkı bol verir dilediğinden de kısar. O, herşeyi bilendir"
"Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de(Tevhid'i) din kıldı"
"Fakat kendilerini çağırdığın bu din Allah'a ortak koşan müşriklere ağır gelir.
Allah dilediğine kendisine elçi seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
Onlar kendilerine ilim(Tevhid) geldikten sonra sadece aralarındaki çekememezlik(Fırkacılık, mezhepçilik) yüzünden ayrılığa düştüler.
Eğer belli bir süreye kadar rabbinden bir erteleme sözi geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi.
Onlardan sonra kitaba varis kılınanlar da(Mezhep, fırka, Şia, Ehli sünnet) onun hakkında derin bir şüphe içindedirler.
İşte onun için sen(Ey Muhammed! ) Tevhid'e davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. onların heveslerine(Şirk, mezhep, Şia, Ehli sünnet, Tarikat) uyma ve de ki:
Ben Allah'ın indirdiği kitaba inandım(uydurulan dine ve rivayetlere değil) ve aranızda adaleti(Tevhid'i) gerçekleştirmekle emrolundum.
Allah bizim de Rabbimiz sizin de rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir.
Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur.
Allah hepimizi bir araya toplar, dönüşte onadır.
(Şura, 12, 13, 14, 15)
Tevhid'i miras olarak bırakmak Allah Elçilerinin vasiyeti olduğunu söylemiştik.
Aslında Allah Elçilerinin tebliğ ettikleri tek şey Tevhid akidesidir.
"(Resulüm! ) Senden önce hiçbir Resul göndermedik ki ona "Benden başka ilah yoktur,şu halde bana kulluk edin "diye vahyetmiş olmayalım "(Enbiya, 25)
" Senden önce de hangi memlekette bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izerine uyarız, derlerdi.
Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem( yine mi bana uyumazsınız) ? deyince, dediler ki: Doğrusu bir sizinle gönderilen şeyi (Tevhid'i) inkar ediyoruz.
Biz de onlardan İntikam aldık.
Bak yalanlayanların sonu nasıl oldu?
Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.
Ben yalnız beni yaratana kulluk ederim.
Çünkü o beni doğru yola iletecektir.
Bu sözü, ardından geleceklere devamlı olarak kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar onun dinine (Tevhid) dönsünler"
( Zuhruf, 23,,,,28)
Şirk büyük bir zulüm ve küfür, Tevhid büyük bir adalet ve Rahmettir.
"Lokman, oğluna nasihat ederek: Oğlum! Allah'a şirk koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti "(Lokman süresi, 13)
"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder