25 Ekim 2021 Pazartesi

KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(39.YAZI) 198- Hac mevsiminde alışveriş yaparak Rabbinizden gelecek bir fazileti aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meşari Haram'ın yanında (Müzdelife) Allah'ı zikredin ve O, sizi (vahiy'le) hidayete ulaştırdığı gibi siz de onu zikredin. Şüphesiz siz (vahiy'den) önce yolunuzu şaşırmış (ne yapacapını bilmez) sapkınlardan idiniz. 199-) Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden sizde akın. Allah'a istiğfar ediniz. Çünkü Allah Ğafurdur, Rahim'dir. 200-) Hac ibadetlerinizi (menasik) bitirdiğinizde, atalarınızı zikrettiğiniz gibi hatta ondan daha şiddetli bir şekilde Allah'ı zikredin. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimsenin ahiretten yana bir payı yoktur. (Her toplumda insanlar kendi atalarını aşırı bir şekilde övme, onları yüceltme, iyilik ve güzelliklerini, mertlik ve kahramanlıklarını anlatma gibi bir ahlakları vardır.Bu âyette yüce Allah buna dikkat çekerek "Atalarınızdan daha çok size sayılamayacak nimetler veren Rabbinizi anmanız gerekir" buyurarak önemli bir ilkeyi insanlığa hatırlatıyor. Yine bu âyette "...insanlardan öyleleri ver ki, Rabbimiz! Bize dünyada ver..." denilirken, ifadede neyin istenildiğinin yer almaması çok önemli bir belağat ve icaz örneğidir. Bu edebi üslub, insanların karşısında aciz kaldığı ince bir ayar ve hassas bir denge mevcuttur. Bu ifade genele delâletiyle, insanların yönelimleri farklı, emel ve arzuları başka başka olan bütün herkesi kapsıyor, gerek güzel, gerek çirkin, gerek hayır, gerek şer, gerek yüce, gerek değersiz ve gerekse burada anılması uygun olmayan hevesler açısından herkesin eğilimi ve istekleri birbirinden çok farklıdır.) 201-) Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik ver, ahirette de güzellik ver. Bizi ateş azabından koru derler.202-) İşte onlar için, kazandıklarına karşılık bir nasibi vardır.Allah'ın hesabı seridir.203-) Sayılı günlerde Allah'ı zikredin. Kim iki gün içinde acele edip (Mina'dan Mekke'ye) dönerse ona günah yoktur. Kim geri kalırsa takvalı olduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'a karşı takvalı olun ve bilin ki onun huzurunda toplanacaksınız. 204-) İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hayatı hakkında söyledikleri senin acayibine gider. Hatta kalbinde olana Allah'ı şahit tutar. Halbuki o hasımların en yamanıdır. 205-) O, iş başına geçti mi, bütün çabası (yaşadığı) yeri fesada vermek, doğal dengeyi tahrip edip, nesilleri helak etmektir.("Tevalla" kendisine özel etki verilip, iktidar ve idareyi ele geçirdiğinde, söz ve yetki sahibi olduğunda, hüküm ve icraatı ele geçirdiğinde" anlamına gelmektedir.206-) Böyle kimselere "Allah'tan kork" denildiğinde, kütülükle izzet onu alır.(her tarafını ğurur kaplar) Ona cehennem yeter. O ne kötü bir dönüş yeridir. (Baskıcı ve zalim olan yönetici ve din adamları kendilerine herhangi bir öğüt ve çıkar bir yol gösterilmesi, ya da zararlı bir iş için uyarıda bulunulması nefislerine ağır gelir. Çünkü üzerinde bulundukları bu makamın ve oturdukları koltuğun kendilerini insanların en akıllısı ve en ileri görüşlüsü haline getirdiği düşünürler. Dahası Allah'tan korkmayan bu zorbalar kendilerini halktan üstün görürler. Onun için, kendilerinin en değersiz ve batıl olan görüşleri yönettikleri insanların en sağlam ve kaliteli görüşlerinden daha hayırlı olarak görürler. Din ve devlet alanında bu gibi kimseler her toplumun içinde bulunur. Bu kimseler Allah ile aldatıp yani dini kullanarak, yaldızlı ve parlak sözleriyle bütün bir toplumu aldatıp perişan edebilir. Özellikle yaşadığımız bu çağda sosyal medya toplumu islah etmenin aracı olduğu gibi yine kamuoyunu ifsad etmenin en önemli vesilesi de olabilir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder