17 Mart 2017 Cuma

YAZIKLAR OLSUN:
Adam televizyon ekranlarında milyonlarca kişiye      Kur'an, ilim, hikmet, akıl ve tefekkürden uzak saçma sapan hikayeler anlatıyor.
Büyük  salonlarda
binlerce kişinin önünde Allah'ın Resulüne hakaret içeren Ehli sünnet dininin rivayetlerini  ve ahmaklıklarını akıl,
fikir, iz'an ve  vicdan  süzgecinden geçirmeden  anlatıyor.
 Müşrik ataları tarafından yüzlerce sene evvel     Hindistan dinlerinden
Anadolu'ya ithal edilen hurafe ve uydurma masalları hiç utanmadan sıkılmadan gece gündüz anlatıyor.
Kur'an'ın ve tevhid sisteminin en yaman ve zorlu düşmanı  tasavvufun zırvalarını ve yobazlıklarını sanki aklımızla alay ederek insanlara  durmadan  aktarıyor.
Kimden bahsediyorum, tabi ki Cübbeli'den, konuşmalarına getirilen
bütün eleştiri ve kınamalara rağmen hurafe ve uydurma dininden
asla taviz vermiyor.
Adamı takdir etmemek mümkün değil,hurafe de olsa  dinine ve davasına sonuna kadar sadık kalıyor.
Öbür taraftan Prof olmuş, televizyonda genellikle Kur'an dersi veren, Kur'an dendiği zaman ilk akla gelen,
 "hocam o halde Kur'an ve din konusunda kimi dinleyelim" diye soranlara hiç çekinmeden adını  verdiğimiz, fakat maalesef  Cübbeli Ahmet'in dinine bağlı olduğunun yüzde biri kadar Kur'an'da ve tevhid akidesinde  samimi olmayan  kaypak ilim adamları da var.
Kimden söz ediyorum, Prof Dr Mehmet Okuyan'dan söz ediyorum.
Bundan iki gün önce hilal tv'de Mehmet Okuyan'ı dinlerken şok oldum.
Ufak tefek eleştiri almış olacak ki,  veya devlet kademelerinde bir beklentisi ya da  Elçi ve Nebi kavramlarının arasındaki bulunan  farkı kavrayamamış olacak  ki
 "hadisleri kabul etmeyenleri peygamber düşmanı  (Peygamber kelimesini o kullandığı için kullanıyorum) ve kafir ilan etti.
" Hadislerin tümünü reddedenleri peygambersiz  din peşinde koşmak ile itham etti"
Kardeşim!
Böyle cehalet olur mu? Resül (Elçi) olmadan din olur mu?
Elçiyi hidayete ulaştıran vahiy'dir.
Ancak Elçi olmadan da  vahiy  hayat bulamaz.
Vahiy elçinin dilinde hayat bulur. Hâlâ bunu anlayamadın mı?
Allah'tan kork, şu dünya hayatında Kur'an ilminden ve ahlakından, tevhid akidesinden daha değerli bir hazine Allah indirdi mi?
Senin artık bu dünyadan nasıl bir beklentin olabilir?
Tevhid ve Kur'an için sana  biraz hakaret ve küfür edilse ne olur?
Sen, ben, o, Allah'ın Elçilerinden daha mı değerli bir konumdayız?
Sayın Prof Mehmet Okuyan!
Sadece Kur'an'dan sorumlu olduğumuzu,
Din ve hüküm olarak Kur'an'ın yeterli olduğunu,
 Allah Resulü'nün sadece Kur'an'ı tebliğ ettiğini ve yalnız Kur'an ile
 insanları uyardığını,  Allah Resulü'nün bile Kur'an sayesinde hidayet bulduğunu ve yalnız Kur'an'a tâbi olduğunu en iyi sen bilmiyor musun?
Neden dininden taviz veriyorsun?
Dünya tarihinde hangi Allah Resulü dininde taviz vermiştir?
Bence Kur'an'ı savunmak, sadece Kur'an'a bağlı olmak ve yalnız Kur'an'ı anlatmak her türlü hakaret ve iftiraya değer bir servet, bir  fazilet, bir onur ve şereftir.
Milyon dolarlık antika bir eserin üzerine az miktarda bir boyanın sıçramasıyla
 veya orijinal antika bir esere acemice bir elin karışmasıyla o eserin
 kıymetini yok edeceği gibi,  veya orijinal bir mimari yapı günümüzün boyası ile boyanmasıyla çirkin bir manzaraya yol açacağı gibi,  veya çok pahalı bir
saatin değerli bir parçasının sahte ve değersiz bir parça ile  degiştirilmesiyle saatin  arıza vermesi  gibi,  
dine  de yabancı maddelerin karışmasıyla din  bozulup  hükümsüz kalacaktır..
Din  Allah tarafından gönderildiği gibi orijinal olarak yaşanmalıdır,
bal veya süt dolu bir kazana bir kaşık necasetin karışmasıyla  onun temizliğini ve saflığını bozacağı  gibi,
 din de Allah tarafından indirildiği gibi  saf, temiz, hâlis, arı duru, aydınlık ve sade  yaşanması gerekir.
Bundan dolayı Allah "hakkı batıl ile karıştırmayın" buyuruyor.
 Dinin orijinal ve organik olarak yaşanması çok önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder