22 Mart 2017 Çarşamba

LEH'VEL HADİS (BOŞ LAF)
Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara alçaltıcı bir azap vardır"
(Lokman, 6)
"Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taşlayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver"
(Lokman, 7)
Aslında Allah'ın kitabına baktığımızda Allah ( cc)  Kur'andan  başka hiçbir kaynağı referans olarak kabul etmez.
"İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın ayetleridir. Artık Allah'tan ve onun ayetlerinden başka hangi söze (HADİS) iman edecekler"
( Casiye, 6)
"Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze iman edecekler"
(Murselat, 50)
Kur'an'da sadece Allah'a ve Resulüne mutlak itaat emredilmiştir.
Resüle (Elçiye) itaat Allah'ı temsil ettiğinden dolayıdır.
İlgili bütün ayetlerde Allah ve Resulü'ne itaat edin BUYRULMUŞTUR.
Çünkü Vahiy Elçinin dilinde hayat bulur, elçi olmazsa vahiy diye bir şey olmaz.
Bundan dolayı Kur'an'ın hiçbir süresinde  Nebi'ye itaat edin diye bir ayet yoktur.
Resülün görevi Allah tarafından indirilen vahyi tebliğ etmekten başka bir şey değildir.
Resül sadece ve sadece Allah'tan indirilen vahyi tebliğ eder ve bu hakikat yüzlerce ayette apaçık bir şekilde göz  önüne serilir.
Peki hakikat bu kadar ortada iken Allah Resulü'nden bir- iki asır sonra ayette geçtiği gibi  neden bazıları "hadisler-boş sözler" in peşinde ömürlerini çürütmüşler?
Bu sorunun cevabı çok basittir.
Allah'a yemin olsun ki, Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, mâlik, İbni mace, Küleyni gibi hadis dilencileri Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünden, Kur'an sisteminden, Allah'ın apaçık kitabının hikmetinden haberleri olsaydı hadislerin (boş sözlerin) peşlerinden hayatlarını zayi etmez, Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne, Kur'an'ın sistemine, Allah'ın kitabının hikmetine ve ilmine  yoğunlaşırlardı.
Çünkü onlara hadislerin peşinde gitmelerini emreden, öneren, tavsiye eden hiçbir ayet mevcut değildir.
Aksine Kur'an'ın araştırılması, üzerinde düşünülmesi ile alakalı onlarca ayet vardır.
MESELA,
"Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?"(Muhammed, 24)
"(RESULÜM! ) Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklını kullananlar öğüt alsınlar diye indirdik"
(Sâd, 29)
"Hâlâ Kur'an üzerinde düşünmüyorlar mı? Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı"
( Nisa, 82)
Bence hadis toplayıcıları ya son derece Kur'an  cahili, Allah'ın apaçık kitabından haberleri olmamış kimseler idi.
Veya hadis toplayarak insanları Kur'an'dan, dolayısıyla tevhid akidesinden uzaklaştırmaya çalışan İslam düşmanları idiler.
Ayetlere baktığımızda bu şıkkın daha doğru olduğunu görüyoruz.
Çünkü yüzlerce ayette Kur'an'dan başka hiçbir şeyin insanların hidayetine vesile olmayacağı kesin olarak ortaya konmuştur.
(Resulüm! )" De ki: Eğer ( haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir bilendir"
(Sebe, 50)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder